Aralık 2016 yılında Almanya da yaşanan bir kaçırılma vakası bilim dünyasını şok etti. Berlin de yaşayan 34 yaşındaki anne adayı Greta Brandt uzun zamandır lösemi hastalığı ile mücadele ediyordu. Aynı zamanda ise bayan Brandt yeni doğacak çocuğuna hamileydi. Hastalığının oldukça ilerlediği bir dönemde hayattan ümidini kesmiş ölümü düşünürken hiç beklenmeği sıra dışı bir olay başına geldi.

Doktorların bile çok az ömrünün kaldığını rapor ettiği bayan Brandt kendisinin ve doğacak çocuğunun hayatını dünyadışı varlıkların kurtardığını söyledi…

Bayan Brandt bir gece tüm yaşadıklarını düşünerek hayatına bir son vermeye karar verir. Aralık gecesi evinden birkaç mil ötede arabası ile ıssız bir yolda ilerlerken ağaçlık bir bölgede iki insanımsı varlığın yolun ortasında durduğunu fark eder. Onlara çarpmamak için yavaşladığında bu iki insanımsı varlığın usulca aracına bindiğini gözlemler. O an şok olmuş bir halde yerinden kıpırdayamamakta hiçbir tepki verememektedir.

Kısacası kısmi bir felç olma durumu söz konudur o an. Adeta insanın içini okur gibi bakan siyah derin gözleri ve sivri kulakları ile bu varlıklar çok da insana benzememektedirler. Bayan Brandt’e sakin ol dercesine bir el işareti yaparak onu daha uysal ve sakin bir hale getirirler. Bayan Brandt o andan sonrasını şöyle anlatıyor:

“ Gözlerimi açtığımda etrafımda bana delici siyah gözleri ile bakan dört varlığı fark ettim. Oldukça korkmuştum ama hareket edemiyordum. Beni yastıklı soğuk metal bir masanın üzerine yatırdılar. Tek yapabildiğim etrafı izlemekti. Dairesel bir oda içerisinde olduğumu görüyordum. Tam bu sırada içlerinden bir tanesi tavanda bulunan ışıklı bir cihazı yüzüme doğru indirdi. Cihazın içerisinden uzanan iğne benzeri oldukça uzun ve ince bir parçayı burnumdan içeri doğru yerleştirdi.

O an yaşadığım korku ve acıyı tarif etmem çok zor. Bir an oracıkta öleceğimi sandım. 5 saat kadar üzerimde acı veren bir takım değişik testler yaptılar. Sonrasında yeniden gözümü açtığımda kendimi aracımın içerisinde buldum. Kendime gelmeye çalışırken gördüğüm tek şey ise mavi ışıklar saçan daire biçimli otobüs büyüklüğündeki bir uzay aracının göğe doğru yükseldiğiydi ”

Yaşadığı bu korku dolu olaydan hemen sonra evine dönen bayan Brandt o an yaşadıklarına bir anlam vermeye çalışıyordu. Yaşadığı bu korkunç deneyimi ruhsal çöküntülerine ve psikolojisine bağlayarak gördüklerinin ve hissettiklerinin mantıklı bir sebebi olduğuna kendini ikna etmişti. Ta ki bebeğinin sağlığı için gittiği kontrolde duyacağı mucizevî olaya kadar.

Doktoru Jinekolog Frans Wenderoth bebeğinin gayet sağlıklı olduğunu hatta kendi kan değerlerinin bile oldukça normal olduğunu kendisine söyleyemesi üzerine Brandt büyük bir sevinçle şoku aynı anda yaşıyordu. Fakat bu nasıl olabilirdi diye düşünürken birkaç doktora daha gözükmeye karar verdi ve onlardan da aldığı raporlar kendisinde lösemiye dair hiçbir belirti bulamadıklarını tüm değerlerinin normal olduğu yönündeydi.

Vücudunda bulduğu iğne benzeri irili ufaklı izler ve o ana dair hatırladığı bazı sahneler kendisini daha sonraları uzman bir hipnoz uzmanını ziyaret etmesine sebep oldu. Hipnoz altında yaşadıklarını bir bir hatırlayan bayan Brandt şimdilerde onlara çok minnettar olduğunu, yaşamasının bir mucize olduğunu belirtiyor ve dünyadışı varlıkların onu tekrar ziyaret edecekleri günü sabırla bekliyor.

Volkan Burnaz

By admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir