Bilindiği gibi UFO’lar, sadece gezegenimiz içerisinde gözlenen bir olgu olmayıp, bir çok defalar da uzay denilen boşlukta da sıklıkla karşımıza çıkmaktalar. Uzay çalışmaları sırasında astronotlarımız tarafından bu garip cisimler yörüngemiz dışındaki bir çok noktada görüntülenmiş ve fotoğraflanmıştır. Bu gözlemlerin en yakını ve en önemlilerinden bir tanesi olan Apollo uçuşları ve sonrasında yaşanan olaylar zinciridir. Bu olaylar ABD’ye ait olarak çalışan NASA astronotlarından Apollo ekiplerinin birebir yaşadıkları UFO olaylarıdır. Yaşanan bu olaylar ve gözlemler sırasında astronotlar dünyamıza dünya dışındaki varlıklarla ilgili bir çok kanıtları da beraberlerinde getirmişlerdir. Söz konusu olan bu kanıtlar dışında bir çok NASA içinden ve dışından bir çok bilim adamı da Ay çalışmaları konusunda çok önemli açıklamalarda bulunmuşlardır.

NASA’nın bilim yazarlarından Otto Binder, astronotların UFO gözlemleri sırasında konuşmamaları konusunda önceden uyarılmış olduklarını, bu bakımdan Apollo ile “Yer Kontrol Merkezi” arasındaki konuşmalar yer yer sansür edildiğini resmen açıklamıştır… Ancak bu uyarılara rağmen, astronotlar zaman zaman UFO gözlemleri sırasında heyecanlarını gizleyememiş ve telsiz konuşmalarında açıklama yapmaktan kendilerini alıkoyamamışlardır.

NASA’nın Saga operatörlerinden Joseph Goodavege, Apollo astronotlarıyla NASA arasında Ay uçuşları arasında yapılan telsiz konuşmalarını inceledikten sonra konuşmalar sırasında zaman zaman kullanılan “Bogey” sözcüğünü UFO karşılığı olarak kullanıldığını açıklamıştır. NASA ve ABD hükümeti, her ne kadar bir takım örtbas kampanyalarına giriştiği bilinse de, bu konuda başarılı olamamıştır. Ay ve dünya dışı varlıklarla ilgili kanıtlar (video görüntüleri, fotoğraflar, belgeler, telsiz konuşmaları, üst düzey yetkililerin ve bilim adamlarının itirafları, olayları bizzat yaşayan astronotların açıklamaları) tüm dünya basınına kadar ulaşmıştır.

Böyle evrensel bir konunun tüm örtbas ve karalama çabalarına rağmen, şu ana kadar gizlenememiş olması, bu konunun küçümsenemeyecek kadar büyük gerçekleri içinde barındırdığının en güzel örneğidir. NASA eski direktörlerinden James Fletcher, NASA’nın Ay çalışmaları sırasında bir görünür, bir de gizli amacı olduğunu, şu sözleriyle belirtmiştir:

“Her NASA projesinin altında, dünya dışı zekânın kesinliğinin araştırılması bulunmaktadır.” Şimdi Apollo uçuşları sırasında yaşanan gizemli olaylara ve gözlemlere kısa bir göz atalım.

APOLLO – 7

Uçuş Tarihi : 11 Ekim 1968

Dönüş Tarihi : 12 Ekim 1968

Ay İniş Bölgesi : İniş yapılmadı.

Astronotlar : Walter M. Schirra Jr., Donn F. Eisele, R. Walter Cunningham.

Apollo – 7 ile ilgili ilk bilgi 12 Ekim 1968’de, saat 22:15’de tamamen bir şans eseri ele geçirilmiştir. Bu tarihte, “İsviçre Telgraf Merkezi”nden “Ne olduğu saptanamayan uçan cisimleri inceleme grubu” direktörü M. Francis Schafer’e bir telgraf iletilmiştir. Ele geçen telgraf metninde aynen şunlar kayıtlıydı:

“Apollo – 7, Avustralya üzerinde uçtuğu sırada astronot Cunningham bir gün Apollo – 7’nin yanından uçarak geçen meçhul cisimlerin varlığını merkeze bildirip talimat istemişti.”

Yapılan araştırmalar bu haberi; “İsviçre Telgraf Merkezi”nin Cape Kennedy’de bulunan İngiliz Haber Merkezi “Ruters”den aldığı anlaşıldı. Haber, İsviçre’ye aynı gün saat 20:00’de teleksle bildirilmişti. Bu metnin, orjinali hâlâ İsviçre Haber alma Merkezi’nde “44” no’lu dosya içerisinde saklanmaktadır.

APOLLO – 8

Uçuş Tarihi : 21 Aralık 1968

Dönüş Tarihi : 27 Aralık 1968

Ay İniş Bölgesi : İniş yapılmadı.

Astronotlar : Frank Borman, James A. Lovell Jr., William A. Anderson.

Apollo – 8’in bu uçuşu sırasında tarihe geçen bir olay yaşandı. 25 Aralık 1968… Apollo – 8 mürettebatının dünyadan ayrılışının 5. günü. Apollo – 8 ile “Houston Uzay Merkezi” arasındaki konuşma dünya televizyonlarından canlı olarak yayınlanmaktaydı. Astronotların konuşmaları, canlı yayından dünya kamuoyuna aktarılıyordu. Tam o sırada, bağlantı bir anda kesilivermişti. Ortada hiçbir neden yoktu. Houston Uzay Merkezi’ndeki bütün görevlileri büyük bir heyecan sarmıştı. Aynı heyecanı, televizyonlarının başındaki milyonlarca izleyici de yaşamıştı. Aradan 10 dakika geçmesine rağmen, kesintinin sebebi bir türlü anlaşılamıyordu. Zaman ilerledikçe, insanların heyecanları daha da artmaktaydı. İzleyiciler, astronotların başlarına bir felaket gelmiş olabileceğinden korkmaya başlamışlardı. Houston Uzay Merkezi’nden sürekli şu anons yapılıyordu:

– “Houston, Apollo – 8’i arıyor … Houston, Apollo – 8’i arıyor… Apollo – 8 yanıt ver…”

Sonunda Apollo – 8 astronotlarından James A. Lovell Jr.’in sesi duyuldu…

– Lovell : “ Merkez… Burası Apollo – 8 … Uçan daireler… Kaç tane mi? Bilmiyorum… Belki 5… Çok heyecanlıyım …”

– Houston : “ Kahrolsun, Lovell neler söylüyorsun!..”

Tam bu anda canlı yayın tekrar kesiliyor. Halk, merkez ile Apollo – 8 arasındaki diğer konuşmaları dinleyemiyor. Daha doğrusu, halkın dinlemesine izin verilmiyor. Dünya basını, bu olayın üzerine giderek ABD’li yetkililerinden ayrıntılı bir açıklama istemişlerdir. Ne yazık ki, Amerikalı yetkililerden hiçbir açıklama yapılmadı.

Fakat, dünya kamuoyu canlı yayın sırasında duyduğu bu konuşmaları asla unutmamıştır. Apollo – 8 ile ilgili çok önemli bir konu daha vardır. Apollo – 8 dünyaya döndüğünde yaklaşık 1500 fotoğraf getirmişti. Bu resimlerden büyük bir bölümü yine ABD’li yetkililerce saklanmış ve sadece 380 tane Ay görüntüsü, resmî makamlar tarafından basına verilmişti.

APOLLO – 9

Uçuş Tarihi : 03 Mart 1969

Dönüş Tarihi : 13 Mart 1969

Ay İniş Bölgesi : İniş yapılmadı

Astronotlar : James Mc. Divitt , David Scott ve Russel Schweickart

Daha henüz Apollo – 8 in etkisi halkın üzerinden silinmeden bu kez de Apollo – 9 uzaya gönderildi. Bu üçüncü uçuştu… Russel Schweichart, Apollo uçuşlarının ilk uzay yürüyüşünü gerçekleştirdi. Fakat bu kez Houston daha dikkatliydi ve kesinlikle UFO’lar la ilgili bir bilginin kamuoyuna sızmamasına çok fazla özen gösterdi. Bu sebeple Apollo – 9 hakkında çok az bir bilgi ele geçirilmiştir. Apollo uçuşları arasında en az belgenin ele geçirildiği olay olarak tarihe geçmiştir.

APOLLO – 10

Uçuş Tarihi : 18 Mart 1969

Dönüş Tarihi : 26 Mayıs 1969

Ay İniş Bölgesi : İniş yapılmadı

Astronotlar : Thomas P.Staffor, John W. Young , Eugene A. Cernan

Apollo – 10 uzay uçuşu sırasında UFO’ların Apollo ya eşlik ettikleri dünya üzerindeki birçok yer gözlem istasyonu tarafından da saptanmıştır. Ayrıca Apollo – 10 un UFO gözlemlerini kanıtlayan bir de video filmi vardır.

Bu filmde dikkat edilmesi gereken astronotların ayın yüzeyini çekerken bir UFO’nun görüntüye görüntülemeleri değil astronotların UFO’ları kamerayla açıkça izlemesidir. Bu film daha sonra NASA’dan ayrılan astronotlar tarafından basına sızdırılmıştır.

APOLLO – 11

Uçuş Tarihi : 16 Temmuz 1969

Dönüş Tarihi : 24 Temmuz 1969

Ay İniş Bölgesi : Durgunluk denizi

Astronotlar : Neil Armstrong , Michael Collins , Edwin Aldrin

Bu Ay’a ilk adım atışında tarihidir… İlk defa insan oğlu bir başka gezegene inmişti. Yıl 1969 yılıydı… Apollo Yörünge kumanda pilotu Michael Collins Ay yörüngesinde kaldı. Neil Armstrong ve Edwin Aldrin ise Ay’ı incelemek üzere gezegene indiler. UFO’lar yine oradaydı. Apollo -11 daha henüz dünyadan ayrılalı 1 gün olmuştu ki mürettebat , araç ile Ay arasında olağandışı bir obje görmüşlerdi bile. İlk olarak bu aracı yardımcı roketlerden birisi sanıp Houston’dan bilgi istediler. Ancak Houston yardımcı roketin 9000 km ötede olduğunu teyit edince cismi daha yakından etüt etmeye başladılar. Cisim bakış açısına göre değişim gösteriyordu sürekli. Astronotlar bu durum karşısında iyice şaşkına dönmüşlerdi. Daha sonra astronotların bu obje ile ilgili bant’ın bir bölümü basına sızdırıldı.

İşte astronotların kendi aralarında ki bu garip cisimle ilgili konuşmaları :

– Aldrin : “ Gördüğümüz ilk olağan dışı şeydi sanırım… Ay’ın oldukça yakınında bulunan bir şeydi.”

– Collins : “ Bu cismi nasıl görmüştük ki ?… Öylesine pencereden dışarı bakarken mi ilk kez görmüştük?…”

– Aldrin : “ Evet…Önce S-IVB olup olmadığından emin değildik. Yer’e sorduk ve S-IVB’nin 9000 km ötede olduğunu öğrendik. O sırada yüksek randımanla ilgili bir sorunumuz vardı değil mi?…”

– Collins : “ Bir şey vardı… Bir şeyin tosladığını hissettik. Yada belki bana öyle gelmişti.”

– Aldrin : “ Sonra geçip giden bu parlak objeyi gördük. Tek gözlü dürbünle objeye baktığımızda sanki birazcık L biçimindeymiş gibi görünüyordu.”

– Armstrong : “ Açık bir davul gibi… Ama nasıl bir biçime sahip olduğunu tam olarak söylemek oldukça zor.”

– Aldrin : “ Sonunda Ay iniş modülü’ne geçerek cismi objektifle izlemeye koyuldum. Cisim silindir şeklinde belirmişti.”

– Armstrong : “ Ya da aslında iki halka gibi…”

– Aldrin : “ Evet…”

– Armstrong : “ İki halka… İki birleşik halka…”

– Collins : “ Hayır , bana göre ; içi boş bir silindire benziyordu , İki birleşik halkaya değil. Bazen de açık duran bir kitap şeklini alıyordu. Gerçekten de çok garipti.”

Bu yaşadıkları daha ilk olağan dışı olaydı ama son değildi…Onları bekleyen daha başka olaylarda vardı…

Apollo – 11 uzay aracı Ay’a yaklaşırken , astronotlar garip radyo parazitleri duymaya başladılar… Son derce ilginç parazitlerdi bunlar. İşin ilginç tarafı ise tren düdüğüne benzeyen bu parazitlerin dünyadan da dinlenmesiydi. Parazitler haberleşme bağlantısını da karıştırıyordu. Şaşkına dönen “Yer kontrol” dan bir yetkili , astronotlara “ Orada sizinle birlikte başkalarının da olamadığına emin misiniz? ”diye bir soru sormaktan kendini alamamıştı.“Yer Kontrol” yetkilileri, Astronotları UFO’lar hakkında konuşmamaları hakkında uyarmıştı fakat bu kez kendileri bazı şeyleri ağızlarından kaçırıyorlardı!…Bu sesler ve parazitler Apollo – 11’in tüm yolculuğu boyunca devam etti.

Tarih 19 Temmuz 1969…

Astronotlar Ay’ın çevresinde dönüyorlardı… O tarihi inişe bir gün kalmıştı… Aldrin Ay’ın fotoğraflarını çekiyordu…Birden ufukta kimliği belirsiz iki adet disk biçiminde ışıklı uçan cisimler ortaya çıktı… Diğeri öbüründen biraz daha büyüktü… Cisimler çeşitli manevralar yapıp değişik konumlarda uçuyorlardı. Bu manevra yetenekleri astronotları çılgına çevirmişti… Yaşadıkları bu olayı Neil Armstrong şöyle dile getiriyordu:

– Neil Armstrong : “Gerçekten böyle bir şeyi beklemiyordum…Ama onları gözlerimle gördüm…”

Astronotlar içinde bu olaya en az şaşıran ise Aldrin olmuştu.Çünkü bu onun ilk UFO gözlemi değildi. Yaklaşık 3 yıl önce Gemini – 12 ile Dünya’nın etrafında dönerken , Dünya dışı dört uzay gemisi görmüştü…

Bu kez gördüğü cisimleri filme almayı başarmıştı. Astronotlar daha sonra bu UFO filmini kamuoyuna açıkladılar. Ve bu yaşanılan olaydan sonra tarihi iniş bir gün sonra gerçekleşti.

Apollo- 11’in Uçuşuyla ilgili cevaplanmayan bir takım sorular…

1- Birçok UFO fotoğrafı basına verilirken niçin hiç açıklama yapılmadı?…

2- Apollo – 11’in “Ay’a İniş Programı”nda Armstron ve Aldrin’in Ay yüzeyine indikten 10 saat süre ile kesinlikle kapıları açmamaları ve Ay İniş Modülü’nde her an kalkışa hazır olarak beklemeleri tembih edilmişti. Neden!?…

3- Bir başka yanıt bekleyen soru ise niçin Houston ile Ay İniş Modülü arasındaki konuşmalar sıksık kesilmiş ve sansüre uğramıştır?…

4- Ay’a inişten sonra ki yapılan ilginç gözlemler hakkında niçin hiçbir açıklama yapılmayıp olay örtbas edilmeye çalışılmıştır?…

5- Ay yüzeyinde UFO’lardan başka neler gözlemlendi ve neler yaşandı?…

6- Neden UFO’larla ilgili konuşmalar sansüre uğruyordu?…

7- İşte sansüre uğrayan ama daha sonra deşifre edilen bir konuşma metni

– Astronot : “ Neydi o?… Ne biçim şeydi?… Anlamak isterdim …”

– Houston : “ … ( konuşma kesiliyor ) ”

– Astronot : “ Bebekler… Kocamandı beyim… Kocaman…”

– Houston : “ Ne?… Ne oluyor yukarıda? Size ne oluyor Tanrı aşkına?…”

– Astronot : “ Evet… Evet , oradaydılar… Bazı ziyaretçiler vardı. Size söyleyeyim. Orada başka uçan daireler de var. Bir hat şeklinde sıralanmışlar. Kraterin kenarında bekliyorlar.”

Bu konuşma metni ilk kez 8 Ağustos 1969 tarihinde ünlü “ Life Dergisi ”nde yayınlandı.Bunun yanında bazı gizli UFO fotoğraflarını da halka yaydığı içinde bir süre kapatılma cezası almıştı… Daha sonra 11 Ağustos 1969’da Kanada’daki “Minuit Gazetesi” büyük başlıklarla , Amerikalı Astronotların Ay’da canlılar gördüklerini yazıyordu.

8- Rossetta Taşı , Apollo astronotları tarafından Ay’da bırakılmış ; Makyaj kutusu büyüklüğünde olan silindir biçimli bir kutudur. Kutu % 100 oranında silikondan imal edilmiş içinde ise 74 ülke’nin kendi devlet başkanlarının dilinden mesajlar bulunmaktaydı. Ayrıca NASA’nın tüm yetkililerinin isim listesi ,Senatörlerin adları Başkan Kennedy , John ve Nixon’un kısa birer barış konuşması dahi bu kutuda yer almaktaydı. Dünyamızda ki yaşam türleri ve kurallar hakkında bile açıklamalar bu kutuya sığdırılmıştı. Peki ama Rosetta Taşı niçin hazırlamıştı?… Ve ne amaçla Ay’a götürülmüştü?… Bu mesajlar kimler için bırakılmak istenmişti acaba?…

Houston ve NASA bir şeyleri saklamak isterken her defasında kendi yaptığı plansız hareketlerle ister istemez kendi kendini deşifre etmeyi bir şekilde başarıyordu. Rosetta Taşı’nın Ay’a götürülmesi bile açıkça biz dünya dışında yaşayan varlıkların olduğunu biliyoruz demekle eşdeğerdi. Ve UFO’ların varlığını açıklamaya yetiyordu.

APOLLO – 12

Uçuş Tarihi : 14 Kasım 1969

Dönüş Tarihi : 24 Kasım 1969

Ay İniş Bölgesi : Fırtınalar Okyanusu

Astronotlar : Charles Conrad Jr.,Richard F.Gordon Jr., Alan L.Bean

Diğer Apollo Uçuşlarında da olduğu gibi olaylar Apollo – 12’nin uçuşu sırasında da devam edecekti…

Apollo – 12 nin yolculuğu tüyler ürperten bir olayla başladı… Kalkıştan bir dakikadan az bir süre geçmişti ki , Apollo – 12 ye yıldırım düştü… Dünyadan 2,5 km uzakta yaşanan bu olay nedeniyle astronotların hayatından şüphe edilmeye başlanmıştı. Çünkü araç içindeki hiçbir cihaz çalışmıyordu.Yaşam destek üniteleri kısa devre yapmış vaziyetteydi ve onarılması imkansız bir durum içindeydiler. Araç uzayda tüm cihazları devre dışı kalmış vaziyette boşlukta sürükleniyordu. Astronotlar soğukkanlı bir şekilde kurtulmayı umut ediyorlardı. Ama onlar için yapabilecek hiçbir şey yoktu. Fakat hiç beklenmedik bir şey oldu o anda…

Üç dakika içerisinde her şey bir anda hiçbir şey olmamış gibi düzeli verdi… Sanki az önce böyle bir şey hiç olamamış gibi tüm sistemler sihirli bir değnek dokunmuşçasına eski hallerine kavuşuverdi.

Tüm Dünya ve Astronotlar yarı korkmuş yarı şaşırmış bir halde bu olayı izlemekteydi. Ancak bu konuyla ilgili gizem perdesi halen bile aralanmış değil!… Ani değişikliğin sebebi anlaşılamadığı gibi yıldırımında kaynağı da belirlenemedi…Çünkü Hava Bürosu tarafından rapor edilen en yakın yıldırımın 30 km’ den daha uzakta bulunduğu görülüyordu. Peki ama Apollo – 12 ye ne olmuştu? Apollo – 12 Ay’a doğru ilerlerken Avrupa’nın çeşitli yerlerinde görev yapan gözlemevleri , aracın civarında 2 adet parlak , yanıp sönen tanımlanamayan cisimler gördüklerini ard arda rapor etmeye başladılar.Ertesi gün; bir raporda astronotlardan geldi…

“Yer Kontrol”e ulaşan mesajda astronotlar şunları söylüyorlardı:

– Apollo – 12 : “ Sürekli aynı yerde kalan ve takla atıyormuş gibi görünen bir obje ile birlikteyiz. Dünden beri bizimle beraber. Sanki bize eşlik ediyor… ‘Roll Açımız ( Uzay aracının dikey eksene oranla kendi etrafında dönüş hareketi ) 35 kadar olduğunda , çoğunlukla merkezi lumbozdan gözüküyor… Beklide bu size bir ip ucu verebilir…”

Yer kontrole göre bu obje yardımcı roketten başkası değildi! Fakat seyahatlerinin sonunda bile obje onlara eşlik etmeye devam ediyordu. Ancak bu durum anlaşılınca bunun yardımcı roketle bir alakası olamadığını anladılar. Ayrıca objenin bir değil iki tane olduğu da bu kez daha net anlaşılıyordu!…

Peki ama bu cisimler kimlerdi yada kimlere aitti?… Şimdi Yer Kontrol ile Astronotlar arasındaki bu konuşmalara kulak verelim:

– Apollo – 12 : “Tamam. Öyleyse , O ne olabilirdi , merak ediyorum?…”

– Houston : “Tamam… Çizim masasının başına döneceğiz.”

– Apollo – 12 : “ Objenin çok parlak ve takla atan bir şey olduğu aşikar. Saniyede 1,5 devirlik taklalar atıyor yada en azından , bu oranda yanıp sönüyor. Hangi yıldıza yaklaşmakta olduğunu Dick size söyleyecek. Şu anda haritasıyla meşgul…”

– Houston : “ Roger. Bekliyoruz 12 , Houston.”

– Apollo – 12 : “ Buyurun.”

– Houston : “Buradaki duruma bakarsak , o adaptör panoları hakkında diyebiliriz ki , ayrıldıkları zaman saniyede 30 cm’ den daha büyük bir hızla yol almadıklarını kabul ediyoruz. Adaptör panolarınız şu anda muhtemelen , sizden 450 km uzaklıkta olacaktır.”

Tam bu sırada Houston’daki “Yer Kontrol”ün yorumunu kesen Conrad, objelerden birinin, az önce yüksek bir hızla uçup gittiğini bildirdi!… Konuşmaları kelimesi kelimesine aktarmaya devam edelim:

– Apollo – 12 : “Bu doğru olabilirdi, fakat şu işe bak ki, başımızı çevirdiğimizde bu adaptör panolarından birini yüksek bir hızla bölgeyi terk ederken gördüm! Ve bana sanki saniyede 30 cm’ den daha hızlıymış gibi geldi…”

– Houston : “Pekala. Bölgeyi nasıl terk ettikleri ya da yörüngelerinin ne olabileceği hakkında gerçekte herhangi bir fikrimiz bulunmadığına göre bunun ne olduğunu söylemek biraz zor…”

– Apollo – 12 : “Tamam… Yine de iyi niyetli olduğunu farz edeceğiz, tamam mı?…”

– Houston : “Eğer herhangi bir gürültü yaparsa, muhtemelen aracın donanımındaki rüzgardır!…”

Apollo, Ay’a yaklaşırken yer kontrol merkezi çalışanları bile işlerin daha da gizemli ve açıklanamaz bir hale geldiğini gördüler. Nereden geldiği anlaşılamayan bir takım sesler duymaya başlamışlardı. “Yer kontrol istasyonu”ndaki bir yetkili: “Astronotlar şu an, yabancı biri ile konuşuyor olmalılar…” demekten kendini alamıyordu. Bu sesler, “bipler” ve “ıslıklara” benzeyen bir takım sinyaller şeklinde idi. Bu sesleri astronotlarda işitmekte idi. İşte kendi aralarındaki konuşma kayıtlarından bir bölüm:

– Bean : “Fonda epeyce gürültü işitiyor musun?”

– Conrad : “Statik cinsinden ya da öyle şeyler mi?”

– Bean : “Sürekli bir ıslık sesi işitiyorum…”

– Conrad : “Benim işittiğimde bu. Tamam.”

Ay’ın çevresinde dönmekte olan yörünge, kumanda modelinin içindeki astronot Dick Gordon, 10 – 15 dakika sonra “yer kontrol”e şu raporu veriyordu:

– Gordon : “Hey Houston, fondaki bu, arkası kesilmeyen bip sesini işitiyor musun?…”

– Houston : “Evet… Son 45 dakikadır işitmekteyiz.”

– Gordon : “Doğru… Biz de öyle… Nedir bu?…”

“Yer kontrol ”bu seslerin nedenini hiçbir zaman açıklayamadı. Daha sonraları 10 gün süren bu zorlu yolculuğun sonunda astronotların dünyaya dönüşü sırasında 24 Kasım, saat: 11.47’de Hindistan üzerinden geçerken, 3 astronot ve altlarında dünyanın görüntüsü önünde dış hatlarıyla açıkça pırıl pırıl parıldayan kırmızı bir UFO gördüklerini rapor ettiler.

– Apollo – 12 : “Dünyanın tam merkezinde şimdi gerçekten parlak bir cismin ışıldadığını görüyoruz… Dick, dürbünle bakıyor… Gerçekten parlak…”

– Houston : “Roger… Anla… Şimdi Hindistan’ın doğu kıyısının tam yanına rastlaması gereken, ayak ucu noktanızdan mı geliyor gibi görünüyor?”

– Apollo – 12 : “Evet… Şimdi baktığımız yerin hemen hemen tam merkezinden çıkıyormuş gibi görünüyor… Burma’dan ya da Hindistan’ın doğusundan diyebilirim.”

– Houston : “Burası hemen hemen ayak ucunuz.”

– Apollo – 12 : “Bunun ne olduğunu tasavvur edemiyorum.”

– Houston : “Bizde olasılıkları kontrol ediyoruz.”

– Apollo – 12 : “Yerinden kıpırdamayan bir ışık ve büyüklük olarak çakan şimşeklerin büyüklüğünde… En azından Venüs kadar büyük…”

– Houston : “Roger… Anla…”

– Apollo – 12 : “ Dünyanın tam merkezinde olup olmadığını söylemek zor… Tam merkeze oldukça yakın… Belki de birazcık sağımıza yakın…”

Apollo – 12’nin kapsülü denize inişe doğru geçerken, astronotlar hâlâ hayretler içinde UFO gözlemlerine devam etmekteydiler. Obje, birkaç dakika sonra kayboldu… Apollo mürettebatının başından geçen bu olay, dünya basınının sansasyonel ayrıntılarıyla haftalarca meşgul ettiler. Gazeteler, şu manşetle duyuruyorlardı:

“TÜM AY YOLCULUĞU BOYUNCA KİMLİĞİ TANIMLANAMAYAN UÇAN BİR CİSİM, APOLLO’YA EŞLİK ETTİ.”

Apollo uzay aracı komutanlarından Charles Conrad Jr. ise; olayın gerçekliliğinin asla tartışılamayacağını belirtti. Yine bütün bu açıklamalara karşılık NASA, dünya kamuoyuna karşı susmayı ve inkâr yolunu seçti.

APOLLO – 13

Uçuş Tarihi : 11 Nisan 1970

Dönüş Tarihi : 17 Nisan 1970

Ay İniş Bölgesi : İniş yapılmadı.

Astronotlar : James A .Lowell Jr., Johnh I. Swigert Jr., Fred W.Haise jr.

Apollo – 13 Dünya’yı 11 Nisan 1970 tarihinde terk etti. Üç Astronot yolculuklarına yeni başlamışlardı. Fakat 13 Nisan 1970 tarihinde şiddetli bir çarpışma meydana geldi. Uzay aracı alarm vermekteydi… Astronotlar hızla olaya müdahale etmeye başladılar. Panik içindeydiler…

– Apollo – 13 : “ Hey! … Burada başımız dertte!….”

– Houston : “ Burası Houston… Lütfen tekrarlayın…”

– Apollo – 13 : “ Houston başımız dertte!…”

Aracın elektrik gücünü sağlayan aygıtlardan biri olan “Bus B” devreden çıktığı gibi diğer aygıt olan “Bus A” da elektrik üretimini yitirmek üzereydi. Yer Kontrol uzay aracına sinyal bile yollayamıyordu bu durum içerisinde.

– Lowell : “ Houston… Houston… Apollo – 13 ü hala duyuyor musunuz?… Burası Apollo – 13 … Houston yanıt ver…”

– Houston : “ Sizi duyuyoruz. Burada sizin için bazı çareler bulmaya çalışıyoruz…”

Yer Kontrol , “Bus A” ile “Bus B” yi besleyen üç yakıt ünitesini incelemekteydi. Bus B tamamen devre dışı kalmıştı. Çünkü 1 ve 3 nolu üniteler hiç güç gelmiyordu artık. Geriye sadece Bus A ve 2 nolu ünite kalmıştı. Yer Kontrol bu duruma bir çözüm bulamıyordu. Astronotlarsa elektriği “Yörünge kumanda modülü”ndeki elektrik pillerinden almaktaydılar son şansları olarak. Araç olduğu yerde sürekli dönüyordu. İticileri kullanan Lowell aracı bir türlü düzeltemiyordu. 16 ayrı itici de elektrikle çalışıyordu ve bunların yarısı da gücü kesilmiş olan Bus B ye ona ait ünitelere bağlıydı!…

Az sonra çok daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarını fark edeceklerdi. Uzay aracında büyük bir gaz kaçağı vardı!… Ve uzaya hızla oksijen sızıyordu… Yer kontrol den gelen bir emirle elektrik pillerinin kullanımına son verildi , arkasından da teker teker “Ay İniş Modülü”ne geçtiler ve “Ay İniş Modülü”nün motorlarını kullanarak aracın rotasını değiştirdiler. Ertesi gün ve daha ertesi gün bir kez daha rotalarını değiştirerek Dünya’ya dönmeyi başardılar… Ancak daha sonra müthiş bir iddia ortaya çıktı!…

ABD’deki “Universarium Foundation” isimli kuruluş kendilerine Ay’da bulunan bir Dünya dışı varlık tarafından bir bildirinin ulaştırıldığını açıkladı. Bu mesajı önce aralarında Başkan Richard Nixon ve NASA yöneticisi Dr. Thomas O . Paine’nin de bulunduğu , ABD’nin üst düzey yönetici ve bilim adamlarına yolladılar. Daha sonra da tüm Dünya basınına dağıttılar. Ay’da yaşadığı iddia edilen ve adının “Leonidas” olduğunu bildirdikleri uzaylıdan aldıkları mesaj Apollo – 13 ile ilgiliydi …

AY’DA YAŞAYAN DÜNYADIŞI VARLIĞIN BİZLERE GÖNDERDİĞİ APOLLO – 13 İLE İLGİLİ MESAJ’INDA ÖZETLE ŞUNLAR YER ALMAKTAYDI!…

– Leonidas : “ İçinde yaşadığımız Ay’ın içine kraterlerden harp başlıklı bir mermi atılacağını komutanımız bildirdiği zaman, Apollo – 13’e eşlik etmekte olan 6 aracımız derhal oradan uzaklaştılar. Bunların yerine derhal tam donanımlı 21 parçalık tam bir konvoy harekete geçirildi. İşte bu sıra Apollo tamamen kendi başına kalmıştı. Bundan kısa bir süre sonra sizin uçuş kontrol merkezinin meteor diye isimlendirdiği büyükçe bir kozmik toz parçası Apollo’ya çarptı. Bu oldukça büyük bir parça olduğu için, aracınızı bir anda güçsüz bir hale getirmeye yetmişti. Bu kazadan sonra , artık harp başlıklı merminin kraterden içeri bırakılamayacağına kanaat getirince , derhal bizimkiler harekete geçerek , Dünya aracının yolculuğunun kalan kısmının tamamlanmasını sağlamaya başladılar. Dünya atmosferine gireceği sırada ısınıp yanmasını önlemek için de , hızını mümkün olduğu kadar azaltmaya çalıştık. Bütün bu işlerin Apollo aracı içindekilerle Yer Kontrol Merkezi’nin işbirliğiyle başarıldığı sanılır.”

Buradan anlaşıldığı üzere bizim kötü niyetimize karşılık yine biz İnsan oğullarına yardıma koşmaktan yine çekinmemişlerdir kozmik kardeşlerimiz.Yaptıkları göz önünde tutulursa yardımları olmasaydı Apollo – 13 ve diğer Astronotlarımız şuanda yaşamıyor olabilirlerdi. Leonidas’ın Dünya’ya ilettiği mesajda; tüm Rus ve Amerikan uzay araçlarının ay yolculuklarında, bu araçların önlerindeki kozmik tozları UFO’ların süpürdüklerinden de söz ediliyordu… Eğer bunlar doğruysa Ay’a giden hemen hemen tüm astronot ve kozmonot ların niçin sürekli UFO’larca izlendikleri ortaya çıkmaktadır.

APOLLO – 14

Uçuş Tarihi : 31 Ocak 1971

Dönüş Tarihi : 9 Şubat 1971

Ay İniş Bölgesi : Fra Mauro Tepeleri

Astronotlar : Alan B. Shepard Jr., Stuart A.Roosa , Edgar D.Mitchell

Apollo – 13 ün başından geçenlerden sonra; Dünya üzerinde birçok kimse dünya dışı varlıklara karşı sempati beslemeye başlamıştır.Buna karşılık olarak da Rus ve Amerikan hükümetlerinin düşmanca hareketlerine karşı tepkilerini ifade etmişlerdir. Diğer yandan da Apollo uçuşlarına artık bir son verilmesine karşı istekler oluşmuştur kamuoyunda.

Sonunda Apollo uçuşlarını en fazla dört uçuştan sonra bitirme kararına varıldı yetkililerce halktan gelen tepkiler üzerine. Çünkü kontrol edemeyecekleri olaylarla karşı karşıya kalmaya başlamışlardı.

Hem Tanrı’nın hem de Dünya dışı varlıkların gönlünün alınması için bir şeylerin yapılması gerektiğini düşünenlerin sayısı bu olaylar sırasında hızla artmaktaydı. Bu nedenle Apollo – 14 mürettebatı, Ay yolculuğu sırasında bir İncil’i de beraberinde götürecekti.

Bu Dünya dışı varlıkların gönlünü nasıl alacak bilinmez ama o zamanlar bu düşünce uygulamaya geçirilmişti. Ama asıl burada dikkati çeken husus ise bu İncil’in alışılmış türden bir İncil olamadığıydı. İngilizce’yle yazılmış ve ayrıca Yaratılış bölümü’nün 16 farklı dilden özetini kapsayan bir mikrofilm şeklindeydi… Bu mikrofilm küçük bir kapsül içinde astronot Mitchell tarafından Ay yüzeyine bırakılmıştır daha sonraları. Kimin için bu İncil’in oraya bırakıldığı yine bir sır niteliği taşımaktadır. Bizler bunun kimler için bırakıldığını çok iyi bilmekteyiz!…

Apollo – 14 görevini tamamlayıp Dünya’ya döndüğü sırada yine bir birinden ilginç UFO fotoğrafını da beraberinde getirmişti. Bunlar içinde ele geçen en önemli kanıtlardan biriside kendi konuşma bantlarının yanlarında bulunmasıydı. Konuşma bandının kısa bir özetinde şu konuşmalar dikkati çekmekteydi. İşte ele geçen konuşma bandındaki konuşmaların kısa bir özeti:

– Rossa : “Hey!… İşte orada Annbell. (Ay da gözlemlenen garip araçlarla ilgili kullanılan bir şife) Tıpkı dün son geçişimiz de gördüğümüz gibi…”

– Shepard : “Resmini çek. Houston bize inanmayacak kraterin içine doğru inen şu izlere bak. Raf gibi düz çıkıntının üzerinde…”

– Mitchell : “Raf gibi düz çıkıntının tam üzerinde. Bir milden daha yüksek olmalı. Baksana , kraterin karanlık kenarından gelen ışığı görüyor musun?… Annbell ‘in tam aşağısın da.”

– Rossa : “Bu kaçırılacak cinsten bir poz değil. Haydi kameralar bizi mahcup etmeyin…”

İşte bu ve buna benzer pek çok fotoğraf NASA tarafından bizzat büyük bir özenle halktan saklanmış ve basına bile sızdırılamamıştır ele geçenler dışında.

APOLLO – 15

Uçuş Tarihi : 26 Temmuz 1971

Dönüş Tarihi : 7 Ağustos 1971

Ay İniş Bölgesi : Apennine Dağları

Astronotlar : David R.Scot , Alfred M.Worden , James B.Irwin

Ay’daki gizemli olaylar dizisi, Apollo – 15 in yolculukları sırasında da hiç hız kesmeden devam etmişti… Yine bu olayda da en önemli kanıtlarda Yer Kontrol ve Apollo ekibi arasında yapılan konuşma kayıtlarıdır. NASA’nın tüm çabalarına rağmen bu kayıtlarda bir şekilde başka dinleme istasyonları tarafından ele geçirilmiştir. İşte 1 Ağustos 1971 tarihli konuşma bandından bir kısa bölüm daha.

– D.R. Scott : “ Ok başı gerçekten doğudan batıya uzanıyor…”

– Houston : “ Roger kaydediyoruz.”

– J.B Irwin : “ Yokuş aşağı inerken görüyoruz ki burada izler mevcut.”

– Houston : “ İzleri böylece takip edin, olur mu?”

– J.B Irwin : “ Biz tam…( konuşma kesiliyor ) Bunun oldukça iyi bir yol olduğunu biliyoruz. 320’yi kerteriz ediyor, menzili 413 için ayarlıyoruz… Şu çizgileri , Hadley Dağı üzerindeki şu tabakayı açıklayamıyorum…”

– D.R Scott : “ Ben de… Gerçekten görülmeye değer…”

– J.B Irwin : “ Ne kadar güzel görünüyorlar…”

– D.R Scott : “ Düzen denilen şey ancak bu kadar olur!”

– J.B Irwin : “ Şimdiye kadar gördüğüm en düzenli yapı.”

– D.R Scott : “ …( konuşma kesiliyor ) …genişliği öylesine kusursuz.”

– J.B Irwin : “Bundan önce gördüğümüz hiçbir şey , izlerin tepesinden dibine kadar böylesine kusursuz bir kalınlık göstermiyordu.”

– D.R Scott : “ Orada…Aşağıda… Çok sağlam görünüşlü bir duvar görüyorum. Son derce güzel bir duvar.”

– J.B Irwin : “ Grafit gibi…”

– D.R Scott : “ Tamam… Neden bu yapıyı bir hendek olarak

tanımlamıyorsun? İstasyonun bu konuya dikkatini çekmek iyi olmaz mıydı?”

– Houston : “ Tamam… Çocuklar size bu yapının yerden yüksekliğini

soruyoruz. Eğer …. ( konuşma kesiliyor )

– J.B Irwin : “ Hey şu beyaz renkli dağa bak…diğerlerinin yanında

uç kısmında , tıpkı bir boya lekesi varmış gibi gözüküyor.”

– D.R Scott : “ Evet…Koyu gri bir dağ. Fakat gerçekten tepesindeki küçük gri ve beyaz değişikliğe , beş köşeli bir yıldız gibi görünüyor. Beş köşeli yıldız 15 cm çapında ve 10 ya da 12,5 cm yüksekliğinde ölçümlendi. Uç kısmında açı şeklinde , 5 ya da 7,5 cm…( konuşma kesiliyor )… bir ışık ile ortadaki gri taşların bulunduğu yerden. Gerçekten bir çıkıntı teşkil ediyor. Çok şaşırtıcı!…”

Ay’da Ezan sesi mi, yoksa dünyadışı bir dil mi?

Ay’a giden astronotlardan birinin ay’da ezan sesi duyduğu hepimiz işitmişizdir… Acaba bu iddia gerçekten bu doğrumuydu? Gerçekten astronotlardan biri ezan sesi işitmişmiydi ay yüzeyinde? Yoksa bu tesadüfen işittiği bilmediği uzaysal bir uygarlığın dilimiydi? Şimdi bu konuyu biraz inceleyelim. İddia edilen olay Apollo – 15 astronotlarından Alfred M.Worden tarafından duyulan sözcüklerce il olarak ortaya atılmıştır. İşte bu olayın başlangıcı ve gelişimi…

Apollo – 15 astronotları Ay’a indikten kısa bir süre sonra Saat :11:15 sularında birden bire telsizin sesi kesiliverdi… Apollo’nun Houston’la tüm ilişkisi artık kopmuştu… Telsiz konuşma işlemini yürütmekle görevli olan Alfred M.Worden’in dikkatini dinleme cihazında uzun bir ıslık sesi haline dönüşen bir hışırtı çekti. Alıcısı kökenini tanımlayamadığı bir sinyali yakalamak üzereydi. Sonra boğuk sesli mırıltılar ve bilinmeyen bir dilden bazı cümleler duymaya başladı. Daha sonra yer yer kesilen , kalından inceye doğru değişen keskin haykırışlar izleyen bir ses tonuyla ,tek bir cümle arka arkaya tekrar edilmeye başlandı.

Neyse ki Alfred M.Worden’in işittiği bu tüyler ürperten sesler,ay iniş modülü’nün manyetik bantlarına da kaydedilebilmiş ve Alfred M.Worden da bu duyduğu sesleri NASA’ya iletmeyi başarmıştır. Gizli bir hoparlör ağı ile Apollo mürettebatı bu sesleri Houston’a aktarmıştı.Bu esrarengiz sözcüklerin dinlenmesinden sonra da üst düzey yetkililerce gizli bir toplantıya geçildi. Bu toplantı sayesinde sözcüklerin bulunduğu bu bandın basına sızdırılması engellenmiş oldu.

Haber ilk defa 3 Ağustos 1971’de sabah saat : 08:00 de “France Inter Radyo” dan duyurulmuştu. Fakat bu programda konuşmacılardan biri olan gazeteci Lucien B.de daha sonraları suskunluğa girenler arasında yerini aldı.Duyulan sözcüklerden ancak tek bir cümle basına yansıya bildi. Tabi bu cümlenin ne kadarının da doğru olduğu ve çarpıtılmadığı tartışma konusudur. İşte basına sızdırılan sözcük şuydu:

“ Mara Rabbi Allardi Dini Endavour Esa Couns Alim ”

Bu ilginç sözcüğün ne anlama geldiği konusunda çeşitli görüşler ortaya atılmaya başlandı. Kimi , İbranice’ye , kimi ise Arapça’ya benzetti. Yinede kesin bir sonuca ulaşılamadı. Basına yansımayan diğer sözcüklerse daha halen bir sır niteliğini korumaktadır.

Sözcük eğer İbranice olsa

Mar : Bay

Mara : Acı, sert

Rabbi : Öğretici, Eğitici.

Dini : Kanun , hüküm anlamıyla karşımıza gelmekte. Cümle içinde geçen diğer kelimelere ise bir karşılık bulunamamıştır.

Sözcük Arapça olarak denendiğinde ise sözcüğün aslında “Rabbi – el – ardz – dini – endahu – eza – kun – alim” olarak ifade edilmiş olabileceğini ileri sürenler de olmuştur.

Cümleyi Arapça’ya benzetenlerse bazı sözcüklerin açılımını şu şekilde yapmışlardır:

Rabbi el ardz : Yerin Rabbi

Din : Yasa

Eza : Eziyet

Kun : Ol

Alim : Bilen

Görüldüğü gibi halen bile bu cümlenin ne anlama geldiği kesin olarak anlaşılabilmiş değildir.Büyük bir kısım bilim adamı bu cümlenin her iki dile de ait olmadığını düşünmektedirler. Bu da bize bu dilin bilinen Dünya dilleriyle bir alakası olamadığını göstermektedir. Çünkü cümlelerin bile tam bir karşılığı tespit edilebilmiş değildir. Ama asıl önemli olansa cümlenin anlamı değil bu dili kimlerin konuştuğu meselesidir.

Bizce bu NASA ve benzeri üst düzey mercilerce biliniyor ama yinede bu konu hakkında bir açıklama gelmiyor Dünya kamuoyuna.Beklide basına sızdırılan bu cümleler tam olarak doğru bir şekilde aktarılamadığı için bizlerde bir anlam veremiyor olabiliriz

APOLLO – 16

Uçuş Tarihi : 16 Nisan 1972

Dönüş Tarihi : 27 Nisan 1972

Ay İniş Bölgesi : Descartes Dağları

Astronotlar : John W.Young , Thomas K. Mattingly , Charles M.Duke Jr.

Apollo uçuşlarının sonlarına yaklaşılmaktaydı… Ancak Ay’ın üzerindeki gizem perdesi aralanacağına tam tersine daha da yoğunlaşıyordu:

– Houston : “ Gizemli bir şeyden söz ettin…”

– Charles M. Duke Jr. : “ Tamam Gordy , ‘Pitch’ hareketi yaptığımızda , Ay İniş Modülü’nün çevresinde gördüğümüz bir şeyden söz etmek istiyorum. 9 yada 12 m kadar dışarıya doğru kayıyorduk ki , uçarak geçen bir sürü beyaz objeler belirdi. Sanki sevk edilmekte ya da fırlatılmaktaydılar. Ancak bundan emin değilim.”

– Houston : “ Bunu kaydediyoruz Charles…”

Yukarıda ki konuşma kayıtları Apollo – 16 mürettebatı’nın sansüre uğramamış olan konuşma kayıtları’nın sadece ufak bir kısmını oluşturmaktadır.

Ay’da insan eli kemiği

İlk defa 1956 yılında Ohoi Devlet Üniversitesi ve Dünya’nın bir çok ayrı bölgesindeki sayısız gözlemevi, Ay’dan radyo sinyallerine benzer frekanslar aldıklarını bildirmişlerdi. Hatta daha da önceleri radyonun ilk defa kullanılmaya başlandığı günlerde dünyaca ünlü bilim adamlarından Tesla ve Marconi, Ay yüzeyinde ışıklı yapıya sahip geometrik şekillerin bulunduğunu tespit etmiş ve açıklamışlardı dünya kamuoyuna. Yani buradan da anlaşıldığı üzere ay da yaşanan gariplikler hiç de yeni oluşmuş rastlantılar değildir.

Ama bu tüm yaşanan olaylar içerisinde en can alıcı olan ve tüm dünyayı ilgilendiren olaysa son Apollo uçuşu sonrasın da Ay’dan getirilen insan eli kemiğidir…

APOLLO – 17

Uçuş Tarihi : 7 Aralık 1972

Dönüş Tarihi : 19 Aralık 1972

Ay İniş Bölgesi : Taurus – Littrow Vadisi

Astronotlar : Eugene A. Cernan, Ronald E.Evans, Harrison H.Schmitt.

Apollo – 17’nin yaptığı 12 günlük Ay seyahati UFO literatürü için ele alınabilecek en verimli serilerden birini oluşturmuştur. Apollo – 16 astronotlarının ay’da gözlemlediği UFO’lara benzer daha bir çok UFO gözlemi yapan Apollo – 17 astronotlarının raporları karşısında, açık sözlü oluşuyla tanınan NASA yetkililerinden Faruk El Baz, Apollo – 17 Dünya’ya döndükten kısa bir süre şu açıklamayı yapmıştı:

– El Baz : “ Açıklayamadığım ya da ne olabilecekleri hakkında bir bilgim olmayan şeylerden biri de, o çok büyük ışık parıltılarıdır. Bunlar kuşkusuz kuyruklu yıldız ya da doğal bir olgu olamayıp bayağı heybetli şeylerdir. Bir kez Apollo – 16’da Ken Mattingly tarafından ve iki kez de Apollo – 17’de Ronald Evans ile Harrison Schmitt tarafından Ay’ın batı kesiminde görülmüşlerdi.”

Apollo – 17 Astronotları’nın kendi aralarında konuştukları UFO’larla ilgili sansürsüz konuşma kayıtları:

– Harrison H. Schmitt : “ Orada esrarengiz bir blok daha var. Hemen bu çıkıntının kuzeyinde. Kare tabanlı bir piramit değil, ikiz kenar üçgen tabanlı ve Shorty’ deki kadar olmasa da yine de çok güzel gözüküyor.”

– Eugene A. Cernan : “ Parlıyor. Tamam… Beni işimle baş başa bırak… Burada izler var. Onları izleyebileceğimi düşünüyorum.”

– Harrison H. Schmitt : “ Su an da yuvarlanmış kaya izlerinden bir tanesinde bulunuyorum. Şimdi ne diyorsun?”

– Eugene A. Cernan : “ Ben de onu görmek için oraya geleceğim. Bulunduğun yerden yuvarlanan bir kaya bloğunun geçtiğini bir düşün. Böyle bir şeyi aklıma bile getirmek istemiyorum…”

– Eugene A. Cernan : “ Hey!… Bu üstümüzden uçan cisimler de neyin nesi?… Bu nedir?… Hey burada bir şey hasara uğradı… Burada ne patladı?… Bu nedir?…”

– Harrison H. Schmitt : “ Ooo… Antenlerin… Harici anten bölümünde bir patlama… Orada ne parçalandı öyle?…”

– Eugene A. Cernan : “ Ay aracında… Bir şey yanmış gibi…”

– Harrison H. Schmitt : “ Hayır. Bir tanesi. Rover harici anteni….”

– Eugene A. Cernan : “ Tanrım… Parçalandı…”

– Harrison H. Schmitt : “ Evet, patladı. Hemen az önce de bir şey üzerimizden uçarak geçti…Hala…”

– Eugene A. Cernan : “ Tanrım!…Bir tarafından isabet aldık zannediyordum Hala başımızın üzerinde uçuyor. Zannediyorum ki doğrudan doğruya Ay’a düşen bir meteorun gözlemcisi olduk. Üzerimizden uçan cisimlerde neyin nesi ?”

– Harrison H. Schmitt : “ Bilmiyorum…”

– Eugene A. Cernan : “ Böylesine bir şeyi şimdiye kadar daha hiç görmemiştim…”

Ay’a son bir anı paketi daha bırakılıyor…

Apollo – 17’nin Ay’daki çalışmaları sona erdiği süre içerisinde ay’a son bir anı paketi daha bırakıldı. Bırakılan paketin içinde ise şu not yer almaktaydı:

“İsteriz ki, barışın ruhu, bütün insanlığa parıltısını yaysın.”

Bırakılan anı paketi üzerinde Apollo – 17 mürettebatının imzalarının yanı sıra Başkan Nixon’un imzası da yer almaktaydı. Bu küçük anı paketinin de Rosetta taşı gibi kimler için bırakıldığını tahmin etmek zor değil. Yazılan notların yada mesajların ne kadar anlaşılacağı yada ne kadar kabul göreceği bilinmez ama burada unutulmaması gereken noktanın şu olduğu açıkça görülmektedir. Mavi gezegenimizin en yakın komşusu olan Ay’ın hiç de sanıldığı gibi boş olmadığının anlaşılmasıdır.

Volkan Burnaz

By admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir