CIA, ABD’nin Merkezi İstihbarat Servisi olarak ün salmış çok özel bir birimidir. İngilizce Central Intelligence Agency’in baş harfleri alınarak kısaca (CIA) denilmektedir. İkinci Dünya savaşından sonra kurulmuş İngiliz Gizli Haber Alma Servisine eşdeğerdir bir teşkilattır.

ABD’de istihbarat ve karşı istihbarat faaliyetleri, Federal Soruşturma Bürosu, ordu ve donanma tarafından yürütülüyordu. Bunda bilgi tekrarı, faaliyetlerin dağınıklığı, rekabet gibi sorunlar düşünülerek, 1942’de, başkan Rooswelt tarafından (OSS) kuruldu. (OSS) İkinci Dünya Harbi sırasında düşman topraklarında karşı propaganda ve yanlış yönlendirme işlerini yürüttü. Düşman gerisinde sabotajlar ve tahrib eylemleri yaparak ABD birliklerine olan direnişleri kırmaya çalıştı.

1945’te dağıtılan OSS’nin yerine, başkan Truman tarafından 1946’da istihbarat işlerini birlik beraberlik içinde yürütmek için, Merkezi Haber Alma Grubuyla, Milli Haber Alma İdaresi kuruldu.

1947’de Kongre, Milli Güvenlik Konseyi ile (NCS) bu konseyin yönetimi altında çalışmak üzere (CIA) kuruldu. CIA, NSC’ye milli güvenliği ilgilendiren konularda bilgi toplayıp verecek, elde edilen bilgileri değerlendirdikten sonra, hükümetle ilgili yerlere ulaştırılmasını sağlayacaktı. CIA; NSC’nin vereceği emirler doğrultusunda, güvenlikle ilgili istihbarat işlerini yerine getiriyordu.

Değişik kesimlerden seçilen CIA yöneticileri arasında, ABD’ye başkanlık yapan George Bush da bulunmaktaydı. CIA’in yaklaşık 16 bin resmi çalışanı vardır, fakat bu rakam yabancı ajanları ya da ABD hükümetinin diğer birimlerinde çalışanları kapsamamaktadır.

CIA, her birinde farklı ofis ve servislerin bulunduğu 4 ayrı müdüriyetten oluşmaktadır. Bu müdürlüklerin üstünde, çeşitli istihbarat alma metotlarını, taleplerin önemine göre koordine eden Ulusal Güvenlik Servisi (NSA) bulunmaktadır. Ulusal Güvenlik Servisi eski görevlisi Todd Zechel’e göre, CIA’e bağlı bu 4 müdürlüğün hepsi de, 1948’den bu yana UFO bilgilerini toplamakta, analiz etmekte ve saklamaktadır. Zechel, Ulusal Fotoğraf Bilgileri, Bilim ve Teknoloji Ofisi’nin 1953 yılından beri dünya genelindeki UFO olaylarını incelediğini söylemektedir; bu incelemeler hem fotoğrafla belgelenmemiş olayları hem de fiziki kanıtları ve fotoğraflı olayların yeniden analizini kapsamaktadır.

Zechel, CIA’in yerel UFO raporlarını, Pentagon İstihbarat Ofisi, NSA ve Savunma İstihbarat Servisi gibi haber alma örgütlerinin istihbarat ağları yardımıyla Hava Kuvvetlerinden alarak biriktirdiğini savunmaktadır. Zechel, CIA’in aynı zamanda ABD genelindeki Yerel Operasyon Birimleri vasıtasıyla da yerel raporları topladığını söylemektedir.

Zechel ayrıca, CIA’in Operasyonlar Müdürlüğü ajanlarının UFO görgü tanıklarını sorguya çektiğini; Yerel Operasyon Birimlerindeki ajanların da tanıklara gözdağı verme, tehdit etme ve hatta susturma gibi eylemlerde bulunduğunu belirtmektedir

CIA’nın açıklanan bazı dosyaları

Pilot Kenneth Arnold’un 24 Haziran 1947’deki ünlü UFO gözleminden kısa bir süre sonra, General Walter Bedell Simith’e, Stratejik Hizmetler Ofisi (OSS)nin New York’taki Brooks Club’da görüşerek, uçan disklerle ilgili gerçeği duyurmak için mali destek verilen bir çaba içine girdiği söylendi. İlk başta bundan yakaladıkları bir Alman bilim adamının yardımını alan Rusların sorumlu olduğuna inanılıyordu, fakat raporların bazı özellikleri bu teoriyi çürüttü. OSS, bu tür gözlemlerin paniğe neden olacağından endişe etmekteydi.

CIA’nın, 3 Mart 1949 tarihli ve ‘UFO-Sign Projesi hakkında Notlar ve Yorumlar” başlıklı memorandurumunda şöyle denilmektedir:

“GE’den Dr. Langmuir, MIT’ten Dr. Valley, Ohio Üniversitesi’nden Dr. Hynek ve Tıbbi Hava Laboratuarları bir çok olasılık üzerine çalışmalar yaptılar.

Buna göre, cisimler ya dünya dışı kaynaklıydı ya da yabancı ülkelerin ileri düzeyde teknolojide hava araçları vardı; fakat bunların oldukça uzak ihtimaller olduğuna karar verilmişti. Bu araçların gezegenler arası uzay gemileri olduğu yüksek ihtimaldir ve tüm gözlemlerin araştırılması gerekmektedir.”

29 Haziran 1952 tarihli başka bir momerandrum;

“Geçtiğimiz haftalarda, tanımlanamayan hava cisimlerine dair bir dizi radar ve gözlem raporu bildirildi. Bu ofis, 3 yıldır bu tür gözlem raporlarını sürekli olarak incelemesine rağmen, bu çalışmaya Merkezi İstihbarat Ofisi de katılacak ve konu hakkındaki rapor 15 Ağustosa kadar hazırlanacaktır.”

Birkaç gün sonra OSI Silah ve Mühimmat Bölümü Şefi Edward Tauss, OSI Başkan Yardımcısına resmi olmayan bir memorandum gönderdi:

Bir dizi rapor “açıklanamayan” olarak kaldığı sürece, İstihbarat konuyu örtbas etmeye devam etmelidir. Önerilen, CIA’in incelemelerini Hava Teknolojisi İstihbarat Merkezi yetkilileriyle işbirliği halinde sürdürmesidir. Fakat, CIA’in konuya olan ilgisi ya da endişelerinin hiçbir şekilde basına ya da halka yansımaması şiddetle talep edilmektedir. Bu tip bir ilgi, ABD Devleti’nin elindeki “yayınlanmamış gerçeklerin” varlığını ve güvenilirliğini onaylama olarak görülecektir.

CIA özel çalışma grubu Ağustos 1952’de kuruldu; brifingle ilgili belgeler o tarihte gizli olarak sınıflandırılmaktaydı. Bu brifinglerin ilki 14 Ağustos’ta yapıldı:

Geçtiğimiz birkaç hafta boyunca uçan dairelerle ilgili raporların artması hem halkın da hem de yetkililerin konuya olan ilgisini oldukça artırmıştır. Bilgi edinmek isteyenler Hava Kuvvetlerini talep yağmuruna tutmuştur; hatta bunların içinde Beyaz Saray’dan gelen resmi bir sorgu kağıdı da bulunmaktadır…

Bu noktada, Bilimsel İstihbarat Ofisi, Hava Kuvvetleri’nin çalışmaları metodolojisi, raporları, vardığı sonuçlar hakkında bir değerlendirme yapmanın zamanının geldiğini hissetmiştir. Gizli servis içinde konuya gösterilen büyük ilgi göz önüne alınarak, araştırmalar hakkında rapor hazırlanması için bu brifing düzenlenmiştir. Dikkate alınması gereken nokta, gizli servisin uçan dairelere olan ilgisinin halk tarafından öğrenilmesi, sorunun halkın gözünde daha da ciddi hale gelmesine neden olabilir, dolayısıyla bunu engellememiz gerekmektedir.”

Raporda “Kendi istihbarat bilgilerimizi, 1946 yılında İsveç’te yapılan gözlemlere kadar giderek gözden geçirdik” denilmekte ve Hava Kuvvetleri’ne bildirilen çeşitli UFO tipleri şöyle listelenmektedir:

“Gözlemleri, görsel, radar ve görsel ve radar karışımı olarak gruplayan ATIC, UFO tiplerini iki ana gruba ayırır:

1- Küresel ya da elips şeklindeki cisimler. Bunlar genelde parlak metalik renktedir, bazıları küçük (60-90 cm) olmasına rağmen, çoğu yaklaşık 30 m. çapındadır ; nadiren 300m. genişliğinde cisimler de gözlemlenmektedir. Bu grupta değişik türler bulunur; torpil, üçgen, kalem ve hatta şilte şeklindekiler gibi. Bunların hepsi gün ışığında alınmış raporlardır.

2- İkinci grup ise gece gözlemlerinden oluşmakta ve ışıklar ile çeşitli parlaklıkları kapsamaktadır: Yeşil, ateş kırmızısı ya da beyaz-mavi ateş topları, dönen ışık noktaları gibi.

Bu cisimler hem yalnız olarak, hem de asimetrik gruplar halinde veya çeşitli oluşumlar içinde gözlemlenmiştir. Raporlanan özelliklere göre, cisimlerin üç genel hız seviyesi bulunmaktadır; havada asılı durma; geleneksel uçak hızında gitme; ve saatte 18,000 mile ulaşan muazzam bir hızda ilerleme. Şiddetli manevralardan raporların sadece yüzde 10’unda söz edilmiştir. 20 g.’ye kadar yükselen ivme hızlarından bahsedilmektedir.”
CIA´in güvenlik yasağı

CIA bir kez daha ciddi bir araştırmaya başladı ve örgütte görevli fizikçi H.P. Robertson bir panel sonucunda Amerikan vatandaşlarına endişelenmemelerini açıkladı. Her şey yanılgı ve spekülasyondu. Fakat, panelin diğer sonuçları yine açıklanmıyor ve bir sürü soru yine cevapsız kalıyordu. 1966´ya gelindiğinde Hava Kuvvetleri Colorado Üniversitesi´nden fizikçi Edward Condon yeni bir projeye direktör olarak atandı.

Condon´un bağımsız çalıştığı açıklandı ama pek inandırıcı olmadı. Aslında Condon Komitesi, Mavi Kitap Projesi´ni sil baştan soruşturuyordu. Ocak 1969´da Condon, sonuçları açıkladı. Soruşturulan olayların üçte biri açıklanamaz nitelikteydi, kalanına bilimsel açıklamalar getirilebiliyordu. Sonra, tüm projeler Hava Kuvvetleri tarafından tamamiyle kapatıldı.

Yıllar sonra, Bilgi ve Bilgilenme Özgürlüğü Yasası çıkarılınca, Mavi Kitap ve Condon Projelerinde nelerin saklandığı soruşturuldu. Ve 1969 Ekim ayında General Bolender bir açıklama yaptı; “UFO raporları ile ilgili bilgiler hala ulusal güvenlik sınırları içindedir ve Standart Hava Kuvvetleri düzenine bağlıdır..” Ama hiç kimse, o Standart Hava Kuvvetleri tanımının ne olduğunu anlamadı. Bolender´in açıklaması asla tatmin etmedi, aksine olayların üstünü çok daha kalın bir bulutla örttü. Peki, saklanan başka şeyler de varmıydı?

CIA ve Haber alma özgürlüğü yasası

Todd Zechel ve Arizona merkezli UFO araştırma grubu Yeryüzü Uçan Daire İzleme (GSW)’den William Spaulding, beraber verdikleri yasal mücadele sonrası, CIA’in, elinde bulunan yaklaşık 1000 sayfalık UFO bağlantılı dokümanı 1978 yılında Haber Alma Özgürlüğü Yasası (FOIA) dahilinde yayınlamasını sağlamışlardır. GSW’nin yanında yer alan New York’lu 2 avukat, Henry Rothblatt ve Peter Gersten, 1977 yılında Haber Alma Özgürlüğü Yasasından’ndan yararlanarak CIA’i dava etmiş ve gizli servis elindeki UFO dosyalarını açıklamaya zorlamıştır.

Virginia, Langley’deki CIA karargahında 10 binden fazla UFO dokümanının bulunduğuna inanılırken, gizli servis elinde sadece 57 resim bulunduğunu açıklamıştır. Peter Gersten 1980’de, yayımlanan belgelerdeki referanslara dayanarak CIA’in, 200 ya da daha fazla belgeyi açıklamadığını söylemiştir

CIA ve NICAP

1950 ve 60’larda, devletin gizliliğine karşı en çok tepki veren sivil UFO araştırma grubu olan Gök Olayları Ulusal Araştırma Komitesi (NICAP), eski donanma fizikçisi Thomas Townsend Brown tarafından 1956’da kuruldu.

Komiyete uzun yıllar boyu ABD Deniz Komutanlığı’ndan Binbaşı Donald Keyhoe başkanlık etti. 2. Dünya Savaşı sırasında Pasifik Haber Alma Komutanı olarak görev yapan CIA eski Başkanı Amiral Roscoe Hillenkoetter de bir dönem NICAP Yönetim Kurulu’nda yer almıştı. Hillenkoetter, yönetim kurulundayken, bir çok kez olağandışı açıklamalarda bulunarak UFO olgusunun gerçekliğinden ve ciddiyetinden bahsetmiştir. UFO’ların zeki varlıklar kontrolünde hareket eden tanınmayan cisimler olduğuna ikna olan Hillenkoetter şunları söylemektedir:

“Hava Kuvvetleri UFO gözlemlerini hala sansürlemektedir. Kıdemli pilotlar ve teknik açıdan eğitimli diğer gözlemciler tarafından bildirilen yüzlerce gerçek rapor ya alaya alınmakta ya da yanlışlık, hayal ya da aldatmaca olarak açıklanmakta… Oysa UFO’ların nereden geldiğini ve amaçlarının ne olduğunu bilmek zorundayız. Halkın gerçekleri bilmeye hakkı var.”

1962’de, Hillenkoetter aniden NICAP’tan istifa etti. İstifa mektubunda,

Bana göre, NICAP’ın araştırmaları mümkün olduğunca ileri götürülmüştür. UFO’ların Amerikan ya da Sovyet yapımı olmadığını biliyorum. Şimdilik yapabileceğimiz tek şey bekleyip UFO’ların kendilerini belli etmelerini beklemektir”. NICAP Yönetim Kurulundaki eski CIA yetkililerinden bir diğeri de, Hava Kuvvetleri Sekreteri Özel Asistanı ve NATO Havacılık Danışmanı olarak görev yapmış olan, CIA’in Psikolojik Savaş Bölümü kurucusu ve başkanı Albay Joseph J. Bryan III’tü. Albay Bryan, Keyhole’a yazdığı bir mektupta, UFO olgusuyla ilgili olumlu görüşler bildirmiştir:

“Yüzlerce ordu ve havayolları pilotunun, havaalanı personelinin, astronomun, füze takipçisinin ve diğer yetkili gözlemcilerin UFO gördüklerini rapor ettiklerinin farkındayım. Ayrıca, bu UFO’ların çoğunun bir oluşum içinde manevralar yaptıklarının ve bu sırada radarlar tarafından belirlendiklerinin de farkındayım.

Benim düşünceme göre; Yetkili gözlemciler tarafından rapor edilen UFOlar, zeki varlıkların kontrolü altındalar. Bu cisimlerin hızları, manevraları ve diğer teknik kanıtlar, onların dünya yapımı tüm uçak ve uzay araçlarından çok daha ileri bir teknoloji ürünü olduğunu göstermektedir. UFOlar Dünyamızı sistematik bir biçimde gözlemleyen gezegenler arası araçlardır; bu araçlar ya içlerinde onları yöneten varlıklar taşımakta ya uzaktan kumanda edilmekte, ya da hem uzaktan kumandayla hem de içindeki varlıklar vasıtasıyla yönetilmektedir.

Ortadan kaybolan kanıtlar

UFO gözlemleriyle ilgili pek çok film, fotoğraf ve eşya ortadan kaybolmuştur fakat bundan CIA’in sorumlu olduğunu kanıtlamak zordur. Bununla yanında, federal ve askeri istihbarat servisleri tarafından halktan “ödünç alınan” veya toplanan bazı materyaller hiçbir zaman geri gönderilmemiştir.

Todd Zechel, 1950’lerde Hava Kuvvetleri Blue Book Projesi dosyaları içinden kaybolan fotografik kanıtların CIA’in Bilimsel Haber Alma Ofisi’nde saklandığını söylemekte ve örnek olarak da New Mexico’da çekilen bir dizi video filmi göstermektedir.

Marchetti CIA’deki örtbasın nedenlerini açıklıyor.

1979 yılında, CIA İdari Yöneticisi eski Asistanı Victor Marchetti, gizli serviste görev yaptığı yıllarda UFO konusunun “çok hassas aktiviteler” alanında girdiğini ve gizli servis içinde bile tartışılmadığını belirtmiştir. Marchetti, Hava Kuvvetleri Yabancı Teknolojiler Departmanı’ndaki yüksek rütbeli görevlilerden bir takım söylentiler işittiğini, fakat UFO’ların gerçekliğiyle ilgili şüphelerini tamamen yok edecek bir kanıt görmediğini söylemiştir. Marchetti, yine de, CIA’in, UFO olaylarını yalanlama yönündeki girişimlerinin klasik bir örtbasın tüm belirtilerini gösterdiğini itiraf etmektedir.

Marchetti, CIA’in UFOlar hakkında yayımladığı belgelerin bize, hükümetin düşündüğünden çok daha fazla şey anlattığına inanmaktadır. CIA, 1947’lerin başından itibaren dünyada meydana gelen UFO olaylarını yakından takip etmektedir. Her ne kadar Haber Alma Özgürlüğü Yasası dahilinde yayımlanan belgelerin pek çoğu, genellikle Yabancı Basın Yayın Bilgi Servisi, Yabancı Belgeler Bölümü ve Yerel İritibat Servisi gibi zararsız, gizli olmayan birimler tarafından ele alınan bu soruna rutin bir ilgi niteliğindeyse de, bu belgeler Bilim ve Teknoloji Müdürlüğü’nün UFOlar hakkında bilgi toplamaya gereksinim duyduğunu göstermektedir. Marchetti şunları söylemektedir:

“Dünya dışı varlıklar gerçekten de bizimle temasa geçiyor, hatta belki dünyamızı ziyaret ediyorlar. Fakat dünyadaki diğer ulusal güçlerle de anlaşan ABD Hükümeti, bu bilgiyi kamuoyundan saklamaya kararlı. Bu uluslararası entrikaların amacı, dünya ulusları arasındaki istikrarı korumak ve karşılığında da, halklar üzerinde kurumsal bir denetim sağlamaktır.”

İnsanlık uzaylıları görmeye henüz hazır değil.

Victor Marchetti, CIA´in UFO olaylarını saklama psikozunun nedenlerini şöyle açıklıyordu; “CIA´ın UFO´larla ilgili gizlilik çabası belki de hükümetin istediği dozdan çok ötededir sanki bir inanç gibidir. CIA, 1947´den bu yana sadece ABD´de değil, dünyanın her yerinde UFO olaylarını örtbas etme çabasında.

UFO tanıklarını korkutan, tehdit eden ve kanıtları yok eden ünlü Kara Adamlar efsanesinin temelinde CIA´den başkası olamaz. CIA´in “Yabancı Dokümanlar Servisi” adı altında bir bölümü vardır ve bu bölümün en önemli işi dünyanın her yerinden gelen UFO belgelerini incelemek ve örgütü yönlendirmektir. Aynı anda da Bilim ve Teknoloji Başkanlığı´na da bilgi verirler. Çok az sayıda olayın duyulmasına izin verirler, buradaki amaç sansasyon ve yanılgı imajını güçlendirmektir.

Marchetti´ye göre eğer dünya dışı bir zekanın temsilcileri tarafından ziyaret ediliyorsak, ABD Hükümeti, diğer ülkelerin yöneticileri ile tam bir işbirliği içinde olayların halktan saklanmasını sağlamaktalar. Söz konusu işbirliği öylesine derin ve kesindir ki, ne rejimler, ne ideolojiler, ne de ülkelerin değişen yöneticileri bu kararı değiştiremez. Çünkü bu olay bir İnsanlık sorunudur ve toplumların bu yönde kontrol edilmeleri şarttır. Aksi halde, gezegensel bir kaos ve panik çıkacaktır. Tüm ülkeler tarafından kabul edilmiştir ki, bizden çok farklı olan, düşünce ve yaşam biçimleri ayrı, bizden çok ötede bir teknolojiye sahip bir gücün, bir zekanın varlığı orta ve taban düzeydeki toplumlar veya kitleler tarafından kabul edilemez.

CIA ve Dünya dışı varlıklarla Telepatik bağlantı

CIA 1949 yılından 1990′lı yıllara dek psişik güçleri kullanarak ‘dünya dışı canlılarla’ telepatik yolda iletişime geçmeye çalıştı. Ve bu olay şu anda yeni ifşa olmuş durumda. Konu ile ilgili yabancı istihbarat kaynaklarından elde edilen bilgiler çok şaşırtıcı. CIA’ nın Ulusal İstihbarat Konsey Başkanı Dr Padolfi’ nin 1990′larda askıya aldığı program 2010 yılında Obama yönetimi ile devam ettiriliyor. Obama’ nın seçim çalışmalarında yer alan ve şu anda Ulusal İstihbarat Drektörü olan James R. Clapper tarafından sürdürülme kararı alınan projenin adı STAR GATE!

1990′lı yıllarda Haines adlı CIA tarihçisinin itirafları insanı fazlaca düşündürüyor. ‘Dünyadaki ülkeleri uzaktan izleme. Parapsikolojik deneyler yapma. Psişik fenomenler’ başlıklı araştırma birliği yürüttüğü çalışmalarla dünya dışı yaşamla iletişime geçmeyi başarıyor. 1990′lı yıllarda kaç sene ve hangi canlı türleri ile iletişime geçildiği ise karanlıkta kalan bir konu. Fakat konunun ulusal istihbarat raporlarına yansıması ve o gün araştırma grubunun içinde yer alan kişilerin açıklamaları yazılanları doğruluyor.

Eski Sovyet KGB Ajanlarının da içinde bulunduğu bir grup tarafından elde edilen bilgiler karşısında CIA, STAR GATE programının belli bir bölümünü ifşa etmek durumunda kaldı. Obama’nın bu duruma sert tepkiler göstererek projenin daha gizli yürütülmesi konusunda Clapper’e talimet verdiği söyleniyor.

Araştırmacı Yazar Gus Russo, dünya dışı yaşamla sağlanan iletişimin yine dünya dışı canlılar tarafından kesildiğine işaret ediyor. CIA’nın yaptığı bu iletişim sayesinde, canlıların dünyaya ziyaret gerçekleştirdikleri raporlarla doğrulandı. Obama’nın yemin töreninde görülen UFO’nun da STAR GATE araştırma grubunun iletişime geçtiği uzaylı varlıklar olduğu kanıtına ulaşıldı.

STAR GATE Psişik Güçler CIA ajanı Sn Petersen DIA medyum programında çalıştığını yıllar sonra kabul edecek ve CIA’nın yürüttüğü çalışmaları raporlar halinde dışarıya sızdırılacaktı. Sovyetler Birliği’nden kaçarak CIA’ya sığınan eski bir KGB ajanı D.Suvanyev, 2001 yılında telepatik yolla dünya dışı yaşam hakkında araştırmaları yaparken bir tren kazasında hayatını kaybetmiştir. Rusya’ nın Stalin zamanından bu yana parapsikolojik deneyler yürüttüğünü bilen bu ajanı Rusların öldürdüğü düşünülmektedir.

Bu konuyu deşifre eden Arlington Enstitüsü çalışanı Petersen konunun doğruluğundan şüphe duymuyor. Hatta dünya dışı zeki canlıların dünyaya geldiğini raporlarla anlatıyor. ABD Deniz Kuvvetleri Müsteşarı ve Eski İstihbaratçı James R. Woolsey olayı doğruluyor. Obama’dan önce NSA adıyla yürütülen projede çalışanlar şu an bağımsız gruplar halinde STAR GATE programının içine dahil edildiler.

2010 yılının en önemli ifşa olayı CIA tarafından gölgenelerek tüm dünyada duyulması engellenmiştir. Detaylı araştırmalarımız sayesinde ortaya çıkardığımız bilgiler dünyada duyulmamıştır. ABD’nin belli sitelerinde ve bazı Ufologların kişisel sayfalarında yer alan bilgiler, ABD yönetiminin dünya dışı yaşamla kurduğu iletişimi belgeleyen en net bilgilerdir. Konu MJ12 adlı grubun çalışmalarından sonra ikinci bir dünya dışı yaşamla iletişime geçen grubu bize tanımlamıştır.

Volkan Burnaz

By admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir