Dünyadışı zeki yaşamın izlerini üzerinde yaşadığımız gezegende elde edebileceğimiz bilgi kaynaklarını değerlendirerek incelediğimizde birbirinden farklı toplumların kültür varlığı olan sözlü, yazılı, görsel anlatımlarında, efsane ve mitlerinde, arkeoloji ve güzel sanatlarında Dünyadışı yaşamın izlerine çok sıklıkla rastlıyoruz.
Bu yazımızda Rönesans dönemi ressamlarının, o dönemlerde de gözlemlenen UFO’ları tablolarına nasıl resmettiklerini göreceğiz. Bazılarının hala birçok müzede sergilendikleri bu tablolar, uçmak olgusunun dahi olmadığı o dönemlerde, ressamların yaptıkları resimlerdeki UFO’ları içermekte.
Bunlar elle tutulan, ölçülen günümüz biliminin parametreleri içinde kanıtlanmış somut deliller olarak UFO literatüründe yer almakta.
14 ve 17. yüzyıl tabloları ve sanat eserleri bu tür gözlemleri içeren betimlemelerin resmedilmiş halleriyle doludur.
Bu yüzyıllar içersinde Engizisyon Kilisesi kendisiyle aynı görüşte olmayan sanatçı, bilim adamları, ve düşünürlerin idamları ve cezalandırılmaları ile doludur. Ateşe atılıp yakılan, suda boğulup, başı kesilen bir çok insan sırf kilisenin bu katı öğretilerine inançlarına uymadıkları için hayatlarına son verilerek öldürülmüşlerdir. Buna rağmen insanlar inançlarını, düşüncelerini, yaşama tarzlarını gizlidende olsa devam ettirmeyi başarmışlardır. Kamuda sergilenecek kitaplar, tablolar, eserler önce dini tasvirler komisyonunun onayından geçip onaylandıktan sonra, çok sıkı kurallar çerçevesinde kiliseye tabi tutularak teshir edilirlerdi.
Ancak buna rağmen bir çok dini tasvirin içinde bile bu kuralları hiçe sayarak kilisenin ve otoritenin düşüncelerini görmezden gelip UFO’lara çok benzeyen uçan nesnelerin görüntülerinin bu resimlere aktarıldığını görüyoruz. Günümüz bilim ve din adamları bu çizimlerdeki nesnelerin birer dini öğe olduğunu iddia etmelerine rağmen çizimlerdeki objelerin kilisenin empoze etmeye çalıştığı öğretilerle benzeşmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Kimileri halen bu garip nesnelerin azizleri ve melekleri tasvir için sembolik bir yol olduğunu savunuyorlarsa da, diğerleri Rönesans sanatçılarının yaptıkları bu sözde sembollerin çok daha ötesinde birşeyler ifade ettiklerini savunmaktalar.
Roberto Volterri 56 yaşında önemli bir arkeolog, ve metalik nesnelerin ölçüm ve analizleri konusunda uzmanlaş bir bilim insanıdır. (Antik Chronicles Relate) isimli yeryüzü ve ötesindeki yaşamı konu alan birde kitabı bulunmaktadır. Roberto Volterri, 1406 yılına kadar uzanan bu dönem içerisinde sayısız sanatçının ve onların şuan bile paha biçilemez değerdeki eserlerinde “gökyüzünde uçmakta olan garip nesneler” ile ilgili bir çok kanıtın var olduğunu savunmaktadır.
Volterri “Antik tablolardaki bu enteresan varlık ve uçan araç çizimlerinin tablolar içerisinde gereksiz birer boyama olmadığını, ve sadece tabloyu meydana getiren sanatçının duyduğu yada şahit olduğu bir gözlemi referans alarak tuvaline aktardığı şeklinde izah edilebilir demektedir”.
Hıristiyanlığa tabi olmayan bir çok ülkenin sanat eserlerinde de bu tarz çizimlere rastlanması da konuyu oldukça ilginç bir hale getirip, evrende yalnız olmadığımız ve dünyamızın varolduğu günden, bugüne dek sayısız defa UFO’lar ve onları yöneten zeki varlıklarca ziyaret edildiğimiz konusunu daha derinden düşünmeye sevk etmiştir.
Rönesans Dönemi resimlerinde ateşli savaş arabaları ve uçan metalik diskler, insanımsı varlıkların gökyüzünden üniformaları ile dünyaya inişleri, gökyüzünde yada havada asılı duran etraflarına ışıklar saçan mekanik araçlar o zamanların dini simgeleri arasında izole edilmişlerse de bugün UFO gerçeğinin geldiği nokta itibari ile birebir benzeşmeleri yapılan her bir çizimin ardında büyük bir gerçeği sakladığının en büyük kanıtıdır.
Günümüz araştırmacıları ve sanat insanlarının yapılan bu resimler üzerinde yaptıkları incelemelerde bu fresk yada tabloların içerisinde barındırdığı detaylar daha bir gün yüzüne çıkmıştır. Uçan, daire şeklindeki metalik görüntüler, genellikle altından ışık yayan, büyük hızlarda seyahat eden yıldızımsı uçucular, sanatçıların tuvallerine aktardıkları bu olaylara birinci elden tanıklığını göstermektedir.
Güneşten daha parlak “Uçan savaş arabaları” Meleklerin binek araçları, ve Hz. İsa’nın vaftizini anlatırken etrafı ışıklarla çevrili bulutlar, İncil’in birçok yerinde zaten sözlü olarak geçmektedir. Hatta Kutsal Ruh’un gökten indiği ve inerken çok güçlü bir takım seslerin duyulduğu da bu iniş anında söylenir.
İncil’deki bu ufak alıntılar, daha sonraları sanatçı Aert De Gelder’in 1710 yılında yapacağı “İsa’nın Vaftiz”i isimli eseri için ilham kaynağı olacaktır.
Bu ve bunun gibi bir çok şeyi örnek alan, gözlemleyen düşleyen sanatçı kendi yaptıkları eserlerine bunları eklemeyi ihmal etmemişlerdir.
Vatikan’ın gizli arşivlerinde rapor edilmiş sayısız gözlem bulunduğu gibi sayısız sanat eserinde de bu tip uçan nesnelere ait resimlerin içinde bulunduğu antik tablo gün yüzüne çıkarılmayı beklemektedir.
Vatikan’ın gizli arşivleri içersinde sadece seçici katalogda 52 metrelik bir raf üzerinde antik UFO tasvirlerini, çizimlerini içinde barındıran yaklaşık 35.000 kitap olduğu tahmin edilmektedir.
Rönesans tabloları UFO’ları ve sanatı içinde referans olarak konu eden eserlerin sadece ufak bir kısmıdır. Birçok tarihi, kültürün ve kutsal kitaplarında, tanrılar ve yarı tanrılar gibi doğaüstü yetenekleri ve teknolojik bilgi birikimleri olan göksel varlıklar tasvir edilir.
Vedik edebiyatı diğer gezegenler ve yıldızlar arasından uçarak gelen hava araçları, savaş arabalarını anlatmaktadır. Sümer, Mısır ve Maya kültürleri de uçan makineler ve onları yöneten zeki varlıklardan söz eder.
Kuran’ı Kerim ve İncil’de, Tevrat’ta etrafına ışıklar saçan, diğer bulutların aksine hareket eden bulutumsu nesnelerden, bunlarla beraber hareket eden insanımsı varlıklardan, ve diğer semalarda yaşayan ve yalnız Allah’a kulluk eden varlıklardan bahsederler.
Tüm bunlardan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz ki, yapılan hiçbir eylem, söylenen sözler, aktarılan hikayeler, inanç ve itikatlar sebepsiz değildir. Her anlatılanın içinde özel bir mana olduğu gibi bir çok eserde kendi içinde büyük sırlar ve anlaşılmayı bekleyen gerçekleri barındırmaktadır. Rönesans eserleri içinde bulunduğu dini ritüellere, dogmalara karşılık dönemine ait olmayan bir çok uçan cismi barındırırken evrende yalnız olmadığımız gerçeğini yeniden bizleri için gözler önüne sermektedir…
TABLOLARDAKİ UFOLAR
Bu sıra dışı çizim 8.yy ait bir yağlı boya tablo üzerinde bulunmuştur. Haçlı savaşları sırasındaki bazı önemli anları anlatan bu resim seferler sırasında yaşanan ilginç bir UFO gözlemini göstermektedir. Resim üzerindeki cisme baktığımızda bunun yıldız olmadığı açık bir biçimde rahatlıkla görülebilmektedir. Cismin kubbeli yapısı ve kubbesi etrafındaki lomboz (pencere) benzeri daireler, etrafına yaydığı ışığı açıkça bizlere burada bir UFO’nun resmedilmiş olduğunu göstermektedir.
“Aziz Emidius’un Vahiyi” (1486) isimli bu tablo Carlo Crivelli (1430-1495) tarafından yapılmıştır. Ve Londra’daki Ulusal Galeride sergilenmektedir. Tabloda klasik UFO biçiminde, disk şeklindeki bir obje Hz Meryem’in başındaki tacın üzerini bir ışık huzmesiyle aydınlatmaktadır.
Yine Hz İsa’nın Çarmıha gerilişini gösteren bir başka minyatürü görmekteyiz. 15. yüzyıla ait bir çizim.
Yukarıdaki resim Paolo Uccello (1396 – 1475)’ya aittir ve “La Tebaide” ismiyle (1460-1465) yılları arasında yapılmıştır . Büyütülmüş resimde Hz İsa’nın yanında oval biçimli kubbeli ve uçan bir UFO görülüyor. Bu resim Floransa Akademi Galerisi’nde bulunmaktadır.
Bu resmin adı Meryem ve Aziz Giovannino’dur. 15.yy tarihli tablonun ressamı Domenico Ghirlandaio’dur. Palazzo Vecchio’da asılı olan bu tablo Loeser Kolleksiyonu’nun bir parçasıdır. Meryem’in sağ omzunun üstünde havada asılı duran, disk biçimli ve ışıklar saçan bir nesne görülüyor. Hemen altında, bu bölümün büyütülmüş detayında bir adam ve bir köpeği açık bir biçimde bu cisme bakarken görüyoruz.
“İsa’nın Vaftizi” adındaki bu resim Flaman ressam Aert De Gelder’a aittir. 1710 yılında yapılmıştır. Ve Cambridge’deki Fitzwilliam Müzesi’nde bulunmaktadır. Tabloda disk biçimli bir cisim vaftizi yapan Yahya’yı ve İsa’yı bir ışık demetiyle aydınlatıyor.
Bu iki uçan obje 1350’de yapılmış. “İsa’nın Çarmıha Gerilişi” adındaki freskten detayları içermektedir. Kosova’daki Visoki Decani Manastırı’ndaki mihrabın hemen üzerinde yer almaktadır. Bu freskte çok net bir şekilde, Hz İsa’nın sağında ve solunda insanımsı varlıkların ışık saçan uçan araçlar kullandıkları görülmektedir.
“Şarap ve Ekmek Ayinine Övgü” adlı bu tablo 1600’lerde Bonaventura Salimbeni tarafından yapılmıştır. Hz. İsa’nın hemen yanında durmakta olan bulutun üzerindeki garip cismin ne olduğu hakkında herhangi bir yorum yapmak oldukça güç. Sputnik uydusuna benzeyen bu garip araç acaba neydi? Göklerde dolaşan antenleri bulunan disk biçimli bir uzay aracımı yoksa bir uydumu? Bu tabloda şu an San Pietro da ki San Lorenzo Kilisesinde yer almaktadır.
“Yazın Zaferi” isimli bu duvar halısı Belçika’nın Bruges kenti 1538 de yapılmıştır. Halı üzerinde ki motiflere dikkatle bakıldığında gökyüzünde uçmakta olan 4 ayrı şapka biçimli Uçan daireyi rahatlıkla görebilmekteyiz. Bu duvar halısı şuan Belçika da Layerische Ulusal Müzesinde sergilenmektedir
1850 yılında San Carlo Borromeo tarafından yapılmış bir tablo. Yine bu tabloda da gökkuşağının hemen altında havada asılı duran disk biçimli UFO’yu rahatlıkla görebilmekteyiz.
Bu çizim Jacques Legrand, tarafından 1338 yılında yazılmış olan ” Le Livre Des Bonnes Moeurs ” isimli kitap da bulunmuştur. Resimden de anlaşılacağı üzere küre biçimli metalik bir cisim havada asılı durmaktadır. Bazılarına göre bu cisim Fransızlara ait bir hava balonudur. Fakat tüm tarihi kayıtlar açıkça göstermektedir ki 14. yy da Fransa da hava balonu hiç olmamıştır.
Bu duvar halısı 14.yüzyılda yapılmıştır. Her iki halıda da Hz. Meryem’in hayatından bazı kesitlere yer verilmiştir. Halıların üzerindeki çizimlere dikkat edildiği takdir de her iki halı çiziminde de şapka biçimli UFO’ları rahatlıkla görebilmemiz mümkün. Üstteki halı çizimi 1330’a ait.
Bu halı çiziminin adı ise “ Magnificant – Muhteşemdir.” Her iki duvar halısı da Burgandy Beaune’daki Fransız kilisesi olan Notre – Dame’da sergilenmektedir.
Kim tarafından nerede ve ne zaman yapıldığı bilinmeyen antik sayılabilecek olan bu tablo Belçika’da ki Conti Dotremond Kilisesi yakınlarında ahşap üzerine çizilmiş olarak bulunmuştur. Üzerindeki çizim, Hz Musa’ya gönderilmiş olan kutsal tabletlerin verilişi sırasında yine havada bir sıra halinde uçar vaziyette durmakta olan dört garip nesneyi gözler önüne sermektedir.
İsa’nın doğumunu anlatan bu tablo Ghirlandaio tarafından yapılmıştır. Tablo da dikkatleri çeken nokta sol üst köşede havada asılı vaziyette durmakta olan uçan metalik nesnedir. Günümüz UFO’larına birebir benzeyen bu cismi orada bulunan yaşlı bir adamda açıkça gözlemlemekte. Cismi gün ışığında daha net görebilmek için elleriyle gözlerini korumaya çalışıyor.