Aldebaran Boğa takım yıldızının en önemli yıldızıdır. Ortaçağda Kara Taş Tapınakçıları gizli örgütünün medyumsal ve/veya trans-iletişimi yoluyla elde ettiği bilgiler 20. yüzyılda Vril örgütünün elindeki bilgilerle tam bir uyum içindeydi. Bu elde edilen bilgilere göre Aldebaran bilinmeyen sayıda gezegene sahipti. Ama bu gezegenlerden ancak ikisinde yaşam vardı. Aldebaranlılar güneşlerine “SUMİ” ve üzerinde yaşam olan iki gezegene de “Sumi-Er” ve “Sumi-An” diyorlardı.
Aldebaran İmparatorluğu “SUMERAN”Lar ve “SUMMİ” olarak da bilinmekteydi. (Dünyaya gelen Aldebaranlılar da kendilerine “Sümerliler” diyorlardı)
Daha evvel de belirttiğim gibi Sümer kral tabletleri şu kelimelerle başlıyordu; “Kraliyet gücü göklerden geldiği zaman..” Yani göklerden tanrılar değil kraliyet gücü Sümeran Aldebaranlı insanlar gelmişti. Bunun en belirgin izini eski Mezopotamya kültürlerindeki kanatlı boğa tasvirlerinde görmekteyiz. Bu sembole Sümerlilerde ve onların kültürel mirasçısı olan halklarda sıkça rastlanmaktayız.
Summi gezegenler sistemi bizim güneş sistemimize benziyordu. Sumier ve Sumeran adlı gezegenler kendi güneşlerine 25 milyar km. ve takriben 80 dünya yılı uzaklıktaydı. Bir “Aldebaran Yılı” takriben “80 Dünya Yılı” ediyordu.
Aldebaranlılar yaklaşık 500 milyon yıl önce –yani dünya daha Kambrium devrinde iken- gelmişlerdi. Bu devirde yaşam okyanuslarda ve sularda daha yeni başlamıştı. 500 milyon yıllık fosilleşmiş bir ayakkabı izi ve ayakkabının ezdiği 400 milyon yıl önce nesli tükenmiş olan bir yengeç türü olan Tribolit. Bu iz yegane örnek değildir 200 milyon yıllık 60 milyon yıllık ve Dinozorlar devrine ait insan ayak izlerine rastlanmıştır. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz: Aldebaranlılar 500 milyon yıl önce ilk defa dünyaya ayak basmışlar ve muhtemelen burada bazı üsler kurmuşlardı.
Bu üslerden Thule Atlantis ve Mu gibi ilk efsanevi dünya medeniyetleri türemiştir. Aradan geçen binlerce senelik zaman dilimi içerisinde Aldebaranlılar gezegenlerinin genişleyen güneşinin tesirinden korunmanın çaresini buldukları için dünyada devamlı kalmaları için artık bir sebep kalmamıştı. İlk gelişlerinin üstünden yüz binlerce yıl geçtikten sonra üslerini ortadan kaldırarak geri döndüler.
Sümerler ve ilk Cermenler Aldebaranlıların soyundan gelmekteydi. 1970’li yıllarda Özbekistan’ın Fergana şehri yakınındaki “Ohma”da binlerce yıllık kaya resimleri bulundu. Bu resimlerin birinde uzaylı astronot diyebileceğimiz bir şeklin yanında Alman Vril-1 uçan dairesine çok benzeyen bir disk bulunuyordu!!!..
Summi İmparatorluğu yani Sumeran-Aldebaranlılar “Capella” ve “Regullus” güneş sistemlerindeki imparatorluklarla savaş halindeydiler. Capella Samanyolu’ndaki “Arabacı” takım yıldızının ana yıldızı Regulus ise “Aslan” takım yıldızının ana yıldızıdır. Oraya yerleşen “yabancı ırklar”ı belki de Summi-Aldebarandan gelen yıldızlar arası kolonicilerin mutasyona uğramış torunları oluşturuyordu. Summi-Aldebaran ve düşmanları Capella / Regulus arasındaki savaş çok uzun bir zaman devam etmiş ve hiçbir taraf şu savaşta teknik üstünlüğe sahip olmalarına karşılık Capella ve Regulus’un da çok büyük sayıda insan malzemesi vardı.