Uzay-zaman portalları bir gerçektir ve sayısız eski ve yeni kaynak tarafından doğrulanmaktadır. Yıldız geçitleri hem bu boyutta hem de başka bir yerde, bu dünyevi alanda veya birkaç milyon ışık yılı içerisinde, kozmik evrende yer açan geçitler olarak kabul edilirler. Çoğu kişi bu geçitlerin veya portalların yalnızca bilim kurgu filmlerinde var olduğuna inanır, ancak portalların antik çağlarda ve günümüzde kullanıldığına dair çok sağlam kanıtlar bulunmaktadır.
İki ulusal güvenlik yetkilisinin yaptığı açıklamalar içerisinde ABD Savunma Bakanlığının 45 yıl önce zaman yolculuğu teknolojisini geliştirdiğini itiraf etmişlerdir. Yapılan itirafa göre 1967’de, ABD hükümeti daha önce Nicola Tesla tarafından belgelenen kuantum erişimine dayanan tam operasyonel bir zaman yolculuğu cihazına sahipti.
Bu teknoloji askeri yapıları kamufle etmek ve bu teknolojinin beklenen yetenekleri nedeniyle siyasi ve ekonomik faydalar sunmak için kullanılmıştır. Hatta bazıları açıklamalara ve iddialara göre Tesla’nın ölümünün hemen ardından CIA zaman yolculuğu ve yıldız geçitleri ile ilgili tüm veri ve belgeleri kendi bünyesinde toplamış halkın haberdar olmaması için büyük bir gizlilik içerisinde saklamışlardır.
Bu iki ulusal güvenlik yetkililerinden biri ABD ordusunun eski bir üyesi olan Michael Relfe dir. Relfe daha önce üst düzey bir projenin eski bir üyesi olduğunu belirtmekte. Bu proje geçmişe gidip Mars yüzeyinde bugünün teknolojisi ile geleceğin teknolojisi ile çok gizli iki adet koloni kurmak olduğunu da sözlerine eklemektedir.
1976’da ilk işe alındığında, önündeki 20 yılını Kızıl Gezegen’de bulunan iki ABD kolonisinden birini düzenleyerek ve genişleterek geçirdiğini iddia etmektedir. Çok gizli tesislerde yüksek stratejik istihbarat araştırma noktalarında görev yaptığını ve bu tesislerin içerisindeki sırları en iyi şekilde koruduklarından emin olmak için, özel saklama birimleri ve arşiv cihazları ürettiklerini iddia etmektedir.
Relfe, 20 yılını bir Mars kolonisinde geçirdikten sonra tekrar günümüze dünyamıza geri gönderildiğini söylüyor. Bunun standart bir prosedür olduğunu ve personelin Dünya’ya gönderilmeden önce bazı hatıralarının bloke edilmesini veya ortadan kaldırılmasını sağlayacak bir madde kullanıldığını ve bunun için kendilerine özel sözleşmeli evraklar imzalatıldığını da sözlerine ekliyor.
Andrew D. Basiago, 1968-1972 yılları arasında DARPA’nın “Pegasus Projesi’ne” zaman yolculuğuna ve holografiye odaklanan bir programa katıldı. CIA’in ilk nesil uzay araştırmacısı olmak için “yetenekli” Amerikalı çocuklardan oluşan özel grupları oluşturmakla görevliydi.
Çocuklar yaşları nedeniyle, böyle bir iş için daha uygunlardı. Her şeyden önce, açık fikirleri ve izlenim ya da deneyimlerin yetersizliği nedeniyle ideal olarak kabul edildiler. Amerikan hükümeti, zaman yolculuğunun zihni veya gençlik bedenini herhangi bir şekilde etkileyip etkilemediğini bilmek istedi, çünkü yetişkin gönüllüler genellikle birkaç yolculuktan sonra fiziksel ve zihinsel olarak bazen yetersiz kalabiliyorlardı. Öte yandan, çocuklar böylesi farklı deneyim için geliştirilebilir bir beyin yapısına sahiptiler. Farklı birçok deneyime ve değişikliğe büyüklere oranla daha rahat adapte olabiliyorlardı.
Bu çalışmalar bilinen tüm kuantum teknolojilerinin aynı zamanda suiistimal edilmesi olsa da çalışmalar her geçen süre zarfında çok daha farklı çıkar gruplarının emellerine hizmet eder hale gelmekteydi.
Geçmişe yönelik özel kişilere suikast girişimleri, zamanı değiştirme ve özel silahlar geliştirme projeleri derken araştırmalar hedefinden oldukça şaşmıştı.
Basiago’nun ifadesine göre geçmişte rolleri biçilen bazı çocukların ileride bazı makamlara yerleştirilip oralarda etkin roller sergilemeleri bekleniyordu. Daha 1970’lerin başında geleceğin başkanları ve gizli servis yöneticileri yetiştirilip bu makamlara konumlandırılıyorlardı. Bu program içerisinde baba Bush ve oğul Bush da yer almaktaydı. Ve günü geldiğinde bu özel yetiştirilmiş çocuklar kendilerini var eden çıkar gruplarına hizmet için her türlü kötü ve negatif eylemi gerçekleştireceklerdi. Ve nitekim de bu planları gerçek oldu Ortadoğu kan gölüne dönerken dünya büyük bir kaos ve savaş içerisine çekildi.
Başkanlar Jimmy Carter ve Bill Clinton, zaman yolcular tarafından ziyaret edilenler arasındaydı.
1982’de eski Cumhurbaşkanı Obama’nın bile UCCLA’da öğrenciyken gizemli bir karakterle karşılaştığı bu kişinin kendisine ABD’nin gelecekteki başkanı olacağını söyledi biliniyor. O yıllarda bu duruma şahitlik eden sayısız kişi tanıklıklarda bulunmuştur. Bunun üzerine Obama bu bilgilerden yola çıkarak bu konuya eğildiği ve başkanlık yolunda adımlar attığı biliniyor.