Günümüz insanı için, dünya dışı varlıklar ve onlara ait uzay araçları olan UFO’lar her ne kadar yeni bir konu gibi görünse de Ufoloji’nin tarihçesi hemen hemen dünya denilen bu mavi planette ilk insanın ortaya çıkışından önceki zamanlara kadar dayanmaktadır. Geçmişin bilinmeyen sayfaları arasında unutulmuş olan eski uygarlıkların efsaneleri, yaptığı eserleri bile bu bilinmeyen kusursuz örneklerle doludur. Bunun içindir ki bizler günümüz UFO araştırmacıları olarak dünya dışı medeniyetlerin izlerini ilk olarak uzayda ya da gök yüzünde değil üstünde yaşadığımız toprakların üzerinde aramanın çok daha akıllıca bir yöntem olacağı düşüncesindeyiz. Yaşadığımız dünyamız içerisinde bizimle aynı görüşü savunan bir çok farklı görüş çevresinden dünyaca ünlü bir çok Bilim adamını, Astronomları, Askeri ve Üst düzey yetkilileri sayabilmemiz mümkündür. Dünyaca ünlü tanınmış bir Astronom ve Egzobiyolog olan Prof. Carl SAGAN 1966 yılında Amerikan Astronomi derneğinde yaptığı bir konuşmasında şu sözüne yer vermiştir;
“ Evrende zeki hayatın izlerini, uzayın derinliklerinden önce, Dünya’da aramak daha akıllıca bir tutum olacaktır…”
Şimdi konumuza başlamadan önce bu ifadenin ışığı altında bir konuya dikkat çekmek istiyoruz. UFO tarihçesini içinde barındıran bu konumuza bugüne kadar alışıla gelen açının dışında bir açıdan bakmadıkça bu ve benzeri soruların kolay kolay açıklana bilineceğini sanmıyorum. O nedenledir ki aşağıda vereceğimiz bir çok örneği açık bir şuur ve zihinle incelemelisiniz. UFO konusunun sadece günümüz şartları altında yaratılmış suni bir gündem olmadığını ispat etmek için Ufoloji tarihinin ilk katmanlarından incelememize başlıyoruz.
Yani diğer bir deyişle Taş devri ve mağara dönemi ressamlarının bizlere bıraktıkları çizimlerden Ufoloji tarihine girişimizi yapıyoruz. Resim sanatının ilk defa ortaya çıktığı çağlarda yapılmış ilginç uzay aracı figürlerinden dünya dışı varlık tasvirlerine kadar bir çok hayret verici eseri bu küçük araştırmamız içinde bulacaksınız. Umarım tarihin bilinmeyenleri arasında yer alan bu gizemli bilmeceye bir parça da olsa ışık tutabiliriz. Kanıtlar benden yorumu yine sizlere bırakıyorum. İnanmak veya inanmamak tamamen size kalmış…
Mağara dönemine ait UFO ve Uzaylı çizimleri
Gezegenimizdeki dünya dışı yaşamla ilgili ilk kayıtlar M.Ö.45.000’lere dayanmaktadır. Çin’in Hunan eyaletinde granit üzerine oyulmuş bazı figürlerde, silindir biçimli objelerin üzerinde büyük insan gövdeleri ( kolsuz ve bacaksız olarak ) görülmektedir.
Çin de bulunan bu ilginç çizimlerden çok daha ilginçleri Kro-Magnon atalarımız tarafından, Fransa ve İspanya’daki mağara duvarlarına çizilmiş olanlarıdır. 15.000 yıl öncesinin gözlemlerini yansıtan hayvan şemaları mağaranın duvarlarını kaplarken normal de hiç de alışık olmadığımız bir takım çizimlerde bu kayalar üzerine işlenmiş vaziyette karşımıza çıkmaktadır. Bu çizimlerin neyi tasvir ettiği şuan bile günümüz arkeologları tarafından halen açıklanabilmiş değildir. Yalnızca hem fikir olunan bir konu varsa bu da duvarlara kazınmış bu çizimlerin bir gözlem sonrası oralara resmedildikleri olgusudur. O zamanın insanlarının resmetmeye çalıştıkları bu ilginç yuvarlak disk çizimleri acaba neyi yada kimleri ifade etmeye çalışıyordu?…
Başta Fransa, İspanya ve Kanada olmak üzere Dünya’nın bir çok farklı ülkesinde birbirinden ilginç Paleotik dönem UFO ve dünya dışı varlık çizimlerini görebilmekteyiz! Çizimlerin en eskisi 10.000 ile 30.000 arasında değişmektedir.
Mağara dönemi ressamları neleri resmetmeye çalıştılar.
Bilinen en eski çizimlerin 10.000’lere ait olduğu düşünülürse daha tekerleğin icat edilmediği bu çağlarda yaşamış olan bu ilkel insan topluluklarının nasıl olup da bazılarına göre sözde hayal güçlerini kullanarak günümüz UFO’larına benzer bu modelleri resmetmiş olma ihtimalleri nasıl olabilir? Gerek yaşadıkları çağın fiziksel, gerek teknolojik, gerekse evrimsel gelişim evreleri ele alındığında çağlarının çok çok ötesini kapsayan bu eserleri yapmaları mümkün görünmemektedir. Peki bu garip ve teknik çizimleri nasıl ve neyden esinlenerek çizmiş olabilirler. Bunun tek bir mantıklı açıklaması vardır bu da ilkel çağlara ait bu mağara dönemi ressamları bu garip uçan araçları gördüler ve onları ölümsüzleştirmek adına yaşadıkları mağaraların duvarlarına ellerinden geldikçe imkanları ve yeteneklerinin el verdiği kadarıyla resmetmeye çalışmış olmalarıdır.
Özellikle bazı çizimlere çok daha dikkatlice bakıldığında bunların detaylarının ve bazı fiziksel ayrıntılarının dahi resmedilmeye çalışılmış olduğunu açıkça görebilmekteyiz. Özellikle en başta yer alan çizime baktığımızda UFO’nun ışımasını kalkışı sırasında ateşleme mekanizmasından çıkan itici enerjiyi, ve havaya doğru yükselmekte olan UFO’ya bakan insanımsıları fark etmemek mümkün değil.
Bu ilginç ve sıra dışı çizimlerin benzerlerine dünyanın bir çok farklı ülkesinin mağaralarında da rastlanmıştır. Ancak İngiliz Kolombiyası, Fransa, İtalya, İspanya Kanada bu çizimlerin bulunduğu en önemli merkezlerdir. İncelemesi yapılan bazı mağaralarda çok daha komplike çizimlere ve hatta Ana gemi dediğimiz devasa uzay araçlarına, dünya dışı bazı varlıklara ait resimlere dahi rastlanmıştır. UFO’larda da olduğu gibi bu insanımsı varlıkların çizimlerine de dikkat ettiğimizde ilkel dediğimiz insan topluluklarıyla hiç alakaları olmayan figürlerle onları baştan aşağıya kuşatan teçhizatlarıyla bu zamana ait olmadıkları net bir biçimde anlaşılmaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere resmedilmiş olan bu insanımsı varlık çizimleri UFO’larından inmiş başka bir gezegene ve bambaşka bir zamana ait dünya dışı varlıkların kendilerinden başkaları değildir.
Pair Non-Pair : 20 uzunluğunda büyüklüğünde bir mağaradır. Burada toplam 9 adet UFO çizimi bulunmuştur. Çizimlerin kesin tarihi bilinmemekle beraber mağarada Auricnacian ve Solutrean devirlerinin izlerine de rastlandığından tarih verecek olursak M.Ö 30.000 veya M.Ö 20.000 tarihleri verilebilir.
Lascaux : 15.000 yıl öncesine ait bir mağaradır. İçerisinde 610 At, 510 Bizon, 205 Mamut, 176 Dağ Keçisi gibi 2000 adet çizim bulunmaktadır. Bunların içerisinde 15 tanede UFO figürü yer almaktadır.
Villars ( Dordogne Fransa ) : 1958 yılında keşfedilmiş bir mağaradır. Lascaux Mağarasına çok benzer. Bu mağara içerisinde halen bile araştırmalar sürmektedir.
Pech Merle ( Lot, Fransa ) : 2 Km uzunluğunda, labirent biçimli bir mağarada sistemidir. 15.000 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Cougnac ( Lot, Fransa ) : Pech Merle mağarasıyla nerdeyse aynı çizimlere
sahiptir. Buranında tarihi 15.000 ile 20.000 arasındadır.
Altamira ( Santillana, İspanya ) : 200 m uzunluğunsa “ S” biçimli bir mağaradır. En ünlü mağaralardan birisidir. Buradaki UFO çizimleri gruplar halinde resmedilmiştir. Çizimler mağaranın tavanın da yer almaktadır. Tarihi 10.000 ile 12.000 arasındadır.
Niaux ( Ariege, Fransa ) : Ufoloji tarihi açısından çok önemli bir merkezdir. Gruplar halinde uçan ve ardında iz bırakan bir çok UFO çizimi bulunmaktadır. Tarihi M.Ö 12.000 yıllarıdır.