Dabbe; Bu kelimeye öncelik vermemizin iki nedeni var. Birincisi bu kelime ile kast edilen varlıkların aaaabolizma olarak bize benzeyen varlıkların kast edilmiş olmasıdır.. Elmalılı Hamdi Yazır “Hak Dini Kuran Dili” adlı tefsirinde dabbe kelimesine şu açıklamayı getirir; “Hafif hissettirmeden yürüme debelenme demektir. Hayvanlar ve böcekler için kullanılır. içkinin vücuda yayılması bir çürüğün etrafına bulaşması gibi hareketi gözle tesbit edilemeyen canlılar için kullanılır…..” şu halde tren otomobil bisiklet gibi şunu hemen hatırlatalım bu tefsir yazıldığında bilinen mekanik yürüyücüler bunlardan ibaretti. Bunlara bugün robotlar dahil daha bir çok eklemeler yapmak mümkündür. Bununla beraber “Allah her dabbeyi sudan yarattı. Onların bir kısmı ayaksızdır karnı üzerinde sürünür bir kısmı iki ayaklıdır bir kısmı dört ayak üstünde yürür…” (Nur suresi 24/25) ayetinde zikredildiği gibi bütün yürüyen canlı türlerini içine alır.. İkincisi dabbe diye nitelen varlıkların yerde ve gökte bulunduğunun belirtilmesidir.. Dabbe kelimesinin Kur´an-ı Kerim´de ilk geçtiği yer Bakara Suresi´nin 164. Ayetidir. Bu ayette ´dabbe´ kelimesiyle yer yüzündeki kuşlar hariç her türlü yürüyen canlılar kast edilmiştir..

İkinci ´dabbe´ kelimesi ise Hud Suresi´nin 6. ayetinde geçer. Burada da yer yüzündeki dabbelerden söz edilir. “Yer yüzünde rızkı Allah´a ait olmayan hiç bir canlı yoktur ki onların karar kıldıkları yeri de varacakları yeri de bilir. (Bu bilgilerin) hepsi Kitab-ı mübin´dedir.” Burada Kitab-ı Mubin´den maksadın ne olduğuna girmek konumuzun dışında kalıyor.. Ayette “dabbe”nin “nekre” (belirsiz isim) olarak kullanılması çok ilginçtir. Bu ifade tarzıyla Cenab-ı Hak ayette geçen dabbenin kesinlikle “hayvan” tarifi içine girecek dabbeden olmadığına onun bambaşka bir varlık olduğuna dikkat çeker. Aşağıda tefsirini yapacağımız Neml Suresi´nin 82. Ayeti bu dabbeden maksadın ne olduğunu netleştirir.. Dabbe tefsirlere göre ´deprenip duran her tür canlı´ anlamına kullanılmış.

Ayette geçen “fi´l-Ardi” (yeryüzünde) ifadesi tahsis için değildir. Yani bu kelimenin sadece dört ve daha çok ayaklıları değil aynı zamanda iki ayaklı -insan gibi- varlıkları da kapsamına aldığını hatırlatmak içindir.

Diğer bir ilginç husus da bu ayetten hemen sonra uzayı ve uzayın altı günde yaratıldığını anlatan ayetin gelmesidir. Dabbe kelimesi aynı surenin 56. ayetinde de geçer. Burada da benzer ifadeler kullanılır. Ancak bu sefer dabbe´nin mekanı belirtilmemiştir ve bütün yaratıkların Allah tarafından idare edildiği hatırlatılır.. Şu ana kadar ´dabbe´ kelimesiyle yer arasında sürekli bir irtibat vardı. Ama aşağıda vereceğimiz ayette ´dabb´ yere has kılınmamıştır aksine yer ile birlikte gökteki dabbelerden söz edilmektedir. İşte bizi yakından ilgilendiren ayet! Nahl Suresi´nin 49. ayeti net bir şekilde yer ve gök dabbelerinden bahseder. Dabbe kelimesiyle aaaabolizmaları bize benzeyen yaratıkların kast edildiğini bir kere daha hatırlatarak ilgili ayeti aktaralım:
“Göklerde ve yerde mevcut bütün ´dabbeler´ ve melekler-dabbenin gök denince hemen akla gelen meleklerden ayrı tutulduğuna hasseten dikkat etmek gerekir-hiç büyüklenmeden Allah´a secde ederler” Yani onun emrine uyarlar..

Burada özellikle dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle sıralanabilir.. Birincisi; Dabbe kelimesiyle aaaabolizması bize benzeyen daha doğrusu elemental canlı yaratıklar zikredilmektedir.. İkincisi ilk iki ayette dabbe kelimesi ´dünya´ ile sınırlı tutulduğu halde bu ayette ´gökteki dabbeler´den yani uzaylı diye niteleyebileceğimiz şuurlu bilinçli inisiyatif sahibi yaratıklardan söz edilmektedir.. İçüncüsü ´dabbe´ ile anlatılmak istenen canlıların soyut varlıklar olan ´melek´lerden farklı olduğunun hasseten vurgulanmış olmasıdır.. Ve nihayet dördüncüsü her topluluk gibi gök ve yer dabbelerinin de ilahi emirlere uymaktan başka çareleri olmadığı vurgulanır.. Casiye Suresi´nin 4. ayeti de ilginçtir. Bu ayette ise dabbe kelimesi insanlardan ayrı tutulur ve şöyle buyurulur:

“Sizin yaratılışınızda ve çoğaltıp yaydığı dabbelerde ibret almasını bilenler için deliller vardır” (Casiye 4)

Tefsirler ayetin metninde ´yer´ kelimesi geçmediği halde bu çoğaltılıp yayılan yaratıkları yer ile irtibatlandırmışlar. Oysa metin “Ve fi halkikum ve ma yebussu min dabbetin” şeklindedir ki “min” ile dabbeler içinde bir türe dikkati yoğunlaştırır. Bu türün “insan” insan kelimesiyle birlikte anılması da ona benzerliği ihtar eder. Aslında ayette insan kelimesi de geçmemektedir. ´Halkikum´ kelimesindeki “kum” zamiri insana bakar. Bu ´kum´ zamiri doğrudan insana baktığı ve çokluk ifade ettiği halde Dabbe kelimesinin “min” ile tahsis edilmesi ve “nekre” (belirsiz) olarak kullanılması ister istemez zihni yeterince bilimeyen bir türe yönlendiriyor. “Yabussu” kelimesi ile de bu varlığın seri bir şekilde çoğalıp yayılabildiğine dikkat çekilir. Ve geldik “dabbe” kelimesi konusunda bize en ilginç fikirleri verecek ayete.. Neml Suresi´nin 82. ayetinde insanlarla konuşacak dabbeden söz edilir. Ve bu kıyamet öncesinde görülecek bir türdür ki insanlığa akibetini söyleyecek..

“Söz sabit olacağı zaman (yani kıyamet öncesinde) onlar için yerden bir canlı çıkarırız. İnsanlara Allah´ın ayetlerini ve maksadını anlayamadıklarını söyler”

Şimdi UFO´larla ilgili verileri gözden geçirelim ve bilgilerimizi tazeliyelim. Bugüne kadar yapılan bütün araştırma ve incelemeler onlardan alınan mesajlar ve bilgiler UFO denilen araçlarla bizim dünyamıza kadar sokulup yer küreyi yakından inceleyen bu yaratıkların bir tek maksadı var..

İnsanlığı hızla yuvarlanıp gittiği akibeti konusunda uyarmak. Adeta bize verdikleri mesajlarla bizi bu bozgunculuktan bu fesadlardan ve kan dökücülükden korumaya vazgeçirmeye çalışıyorlar.. Burada hemen yaradılışı hatırlatalım ve meleklerin itirazını düşünelim. Ne diyordu melekler: “Ya rabbi yer yüzüne halife olarak atayacağın bu insan orada bozgunculuk yapacak ve alemi fesada verecek.”

Şimdi biz ürettiğimiz teknoloji ile hızla akibetimizi yani kıyameti hazırlıyoruz. Oysa Cenab-ı Hakk´ın insandan beklediği barış ve esenlikti.. Nitekim gönderdiği dine hep ´İslam´ yani barış adını koydu. Ama insanlar adı barış olan ve insanlar arasında barış ve kardeşliği tesis etmesi için gönderilen bu dinleri nifak ayrılık ve savaş sebebi haline getirdiler. Kendilerine emanet edilen bu cenneti cehenneme çevirdiler. İlerde daha geniş temas etmeyi umduğumuz Tarık Suresi´nde geçen “in kullu nefsin lemma aleyhi hafiz” ayeti açık seçik insanların tümünün gözetim ve gözetleme altında olduğunu ortaya koyar. İşte şimdi biz kıyamet öncesindeyiz ve bugüne kadar kendilerini gizleyen bu yaratıklar insanlarla konuşmaya yani ilişki kurmaya başladılar.. UFO´ların gözükmesi yakın dönemlerdedir. Geçmiş bazı efsanelerde gökten gelen varlıklardan söz edilir. Bunların resmi de çizilmiştir. Ama UFO´lar günümüzün mesajcılarıdırlar ve bizimle bizim tekniklerimizi (radyo dalgaları ses ve görüntü..) kullanarak iletişim kuruyorlar. İnsanları uyarıyorlar. Bu gidişatın felaket olduğunu haber veriyorlar. Yani artık bizimle konuşuyorlar ve bize Allah´ın ayetlerini dinini anlamadığımızı söylüyorlar..

Ragıp el-Isfahani Müfredat adlı tefsirinde (s.165) “İnsanlarla konuşacağı” belirtilen bu dabbenin o ana kadar bilinen görülen bir yaratık olmadığını özellikle vurgular ve kıyamet öncesinde çıkacağını belirtir.. Ayette geçen “Fi´l-Ardi” (yerde) ifadesi de atmosferin içinde anlamına gelir. Çünkü Arz atmosferiyle birlikte arz özelliği taşır. Arz kelimesinin “artikel” (belirli isim) olarak kullanılması gösteriyor ki bu yaratıklar atmosfer içinde görülmeye başlayacaklar. Nitekim biz de UFO´ları ancak atmosfer içine girdikten sonra görebiliyoruz. Oysa onların atmosfer dışında görüldüklerini de biliyoruz. (Apollo 14´ün verileri) Müslümanlar 14 asırdır işte bu dabbeden (dabbetül arz) söz edip duruyorlar ama her asırda onunla ilgili tarifler değişip karma karışık bir hal alıyor.. Bunların ansızın saldırıya geçecek-ki bu da olsa olsa beşerin artık iler tutar yanının kalmaması sonucudur- uzaylılar olduğu söylenebilir. Çünkü bu dabbe ile ilgili rivayetlerin birinde onların saklı bir topluluk oldukları ve zamanı geldiğinde içine hapsedildikleri boyuttan çıkıp saldırıya geçecekleri belirtilir..

Volkan Burnaz

By admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir