Sıra dışı açıklanamayan bu olay 2 kasım 1959 günü saat 12:30 sularında Portekiz’in Evora şehrinde gerçekleşti. Olay günü kasabanın üzerinde tanımlanamayan, parlak, devasa, sessiz biçimde uçan bir nesne görülmesi ile başladı.
Güpegündüz onlarca tanık başlarını göğe kaldırmış bu garip manzarayı endişeli gözlerle izliyorlardı. Yabancı uçan nesne geçtiği her noktaya beyaz örümcek ağına benzeyen ipliğimsi garip bir madde bırakıyordu. Dört saat boyunca şehir adeta yağmur misali bu tanımlanamayan örümcek ağı benzeri madde ile kaplanmıştı. Kimse bu nesnenin ne olduğuna bir anlam veremiyor, açıklama getiremiyordu. Tek bildikleri bu maddenin gökyüzünde uçmakta olan devasa uçan cisimden geldiğiydi.
Gökyüzünde uçmakta olan cisim bir ev büyüklüğünde dairesel kubbeli bir yapıya sahipti. Bir tür metal deniz anasını da andırıyordu. Bölge halkı gökyüzünde tek bir cismi izlerken doğu istikametine ilerleyen ikinci bir cisim daha gözlemlendi. Ama bu cisim havada kısa bir süre gözlemlendikten sonra ağır ağır ilerleyerek gözden kaybolur.
Etraftaki sesler ve kendisine gelen haber üzerine bölge okulunun müdürü yanındaki öğretim görevlileri ile birlikte bu ilginç cismi yanlarında bulunan teleskop vasıtası ile izlemeye koyulurlar. Bir yandan da nesneyi uzaktan görüntülemektedirler.
Okul müdür ve öğretmenler olay anı ile ilgili elde ettikleri görüntüleri CTEC Üniversitesinden araştırmacı Profesör Raul Berenguel ile paylaşırlar. Görüntüleri bir bir inceleyen Berenguel cismin ne olduğu hakkında net bir açıklama yapamaz. Bu olay ve görüntülerdeki nesne bilinen hiçbir doğal hava fenomenine benzememektedir.
Daha sonraları bu görüntüleri inceleyen Havacılık uzmanı Chris Yates de inceleyecektir. Yates görüntülerdeki cismin bir tür hava balonu yada o günlerde geliştirilmiş bir tür bombardıman uçağı olduğunu ve 1939’larda da benzer bir gözlemin rapor edildiğini bununda ordunun gizli bir projesinin parçası olan bir deneye ait olduğunu ifade eder.
Fakat tüm bu açıklamalara rağmen cismin gözlemlendiği sırada etrafa yaydığı ve tüm şehri kaplayan örümcek ağı benzeri maddenin ne olduğuna hiçbir açıklama getiremez. Çünkü tüm sokaklar, evlerin çatıları, boş araziler bile bu tüyden hafif ağ benzeri madde ile kaplanmıştır.
Halk bu örümcek ağı benzeri çok hafif maddelere gökten düşmelerinden esinlenerek onlara Melek saçı ( Angel Hair ) ismini takarlar.
Bölge halkı ve öğrenciler dışında şehirden 100 kilometre uzaklıkta bulunan askeri bir hava üssüde bu duruma şahit olmuştur. Üste çalışan ve o zamanlar 25 yaşında olan ve üs de kitle iletişimde görev yapan olay günü yaşadıklarını şöyle anlatıyor.
“Öğle saatleriydi. 5 arkadaşımla beraber kendi aramızda sohbet ediyor uçaklar hakkında konuşuyorduk. O sırada üzerimize gökyüzünden beyaz iplikçikler yağmaya başladı. Örümcek ağı gibi bir şeyler ağır ağır gökyüzünden süzülürcesine dökülüyordu. Her yer bu madde ile kaplanmaya başlamıştı.”
Yine aynı şehirde yaşamakta olan ve olaylara tanık olan Lincoln isimli bir şahıs bu maddeden örnekler alarak ünlü yerel bir astronom ve bilim adamı olan Lowell Baffles’a götürür incelemesi için.
Profesör Baffles aldığı örnekleri mikroskop altında incelerken maddenin hücresel organik bir yapısı olduğunu gözlemler. Hücreler bir tür çeperle korunurken bir çok yöne uzanan kollara da sahiptirler. Bu bilgi bulunan maddenin kimyasal değil tamamen organik olduğunu göstermektedir.
Profesör incelediği bu maddenin hücresel yapıda farklı farklı görüntülerini de almayı başarır. Her karede hücresel yapının içinde bir merkezi nokta yer almaktadır. Ve canlı bir organizma gibi hareket etmektedir.
Olaydan ve araştırmadan haberdar olan Lizbon üniversitesi de bu maddeden bir örnek alıp incelemek ister. Yerel uzmanlar ve üniversite adeta bu maddeyi incelemek için bir yarış haline girerler. Elde ettikleri numuneyi inceleyen üniversite yetkilileri tüm incelemeleri sonucunda şu sonuca varırlar.
Bu ipliğimsi madde ile ilgili analiz raporunda özellikle şu sözcükler dikkat çekmektedir.
“Bu tip varlıklar ancak ekstra atmosferik uzaydan ve başka gezegenlerden gelebilirler ”
Daha sonraları dünya çapında başka uzmanlarda bu olayı haber alıp incelemeler de bulunmak isterler. Fakat 1978 yılında Lizbon üniversitesinde çıkan bir yangında elde bulunan bu melek saçı örneklerinin yanarak yok oldukları bildirilmiştir. Bu yüzden bu maddenin tam içeriği hakkında net ve kesin bir açıklama yapılamamıştır.
Evora olayı Portekiz tarihinde yaşanan ve raporlanan tek olay değildir. Araştırmacılar tarihin farklı dönemlerinde 9 kadar olayın kayıt altına alındığını ifade etmekteler. Eski kayıtlar 1959 yılında yaşanan olayın bir benzerinin ilk defa 1857 yılında gözlemlendiğini de göstermektedir