Werner Harenberg adlı bir çiftçi Grasdorf köyü yakınlarında Almanya’nın ilk muhteşem Ekin Çemberi oluşumlarını görmek için 23 Temmuz 1991 sabahı erkenden uyanmış Almanya’nın Hannover şehrine pek uzak olmayan tarihi Teutoburger Wald bölgesine aşağı Saksonya’ya doğru yola çıkmıştı.

Bu bölge konumu itibari ile çok eski medeniyetlere ve çeşitli dinlere ev sahipliği yapmış bir yerdi. Prehistorik bir kazı alanı olan bu bölge, doğal kaya parçalarından oymalarla, büyük derin mağara sistemleriyle, sembollerle ve tarihi buluntularla doluydu. Bölgeye varıp Ekin çemberlerini incelerken adeta büyülenmişti. Bu devasa ekin çemberleri sanki bir faktörden dolayı eğilmiş değişime uğramış ve farklı bir form kazanmıştı. Ama asla kırılma söz konusu değildi. Bu durum bir çiftçi için bile amatörlerin yapabileceği sahte bir oluşum olmadığının kanıtıydı. Schleswig-Holstein gibi yerlerin kuzeyinde de bu tarz oluşumlar sıkça bulunmaktaydı.

Harenberg çiftliğine döndüğü sırada boyacı kıyafetine benzer bir kıyafet giymiş bıyıklı bir yabancıyla karşılaştı. Yabancı elindeki bir dedektörle çiftlik ve çevresindeki bölgeyi 9 gündür detaylı bir biçimde taramaktaydı.

Aradığı şey içinde 3 nokta bulunan zemine yakın bir katmanda 9 kısımlı bir piktogramdı. Yaptığı titiz inceleme sırasında aradığı piktogramı bulmuştu. Toprak altında gömülü halde duran bu piktogramları çıkarmak için aracından kazma kürekle beraber birde kova aldı. Kazıya başlayıp toprağı eştikçe dairesel yapıya sahip üzeri sembolümsü kabartmalarla süslü altın, gümüş ve bronz metal diskler gün yüzüne çıkmaktaydı. Çıkardığı her parçayı tek tek aracına yükleyen bu gizemli kimliği belirsiz kişi bir daha ortalarda görünmemek üzere bölgeden hızla uzaklaşmıştır.

Çıkardığı bu sıra dışı metal daire biçimli üzeri sembollerle dolu diskleri yıkayıp temizledikçe bunların paha biçilemez olduklarını anlayıp altın olan diskin bir parçasını kendisine ayırarak diğer gümüş ve bronz diskleri adı şuan bile ismi gizlenen çok zengin bir sanayiciye yüklü bir para karşılığında satmıştır.

Sanayici iş adamı daha sonraları bu metal diskleri incelemesi için Berlinde bulunan Alman Teknik Enstitüsü bölümündeki Metalurji araştırmaları yapan bir kuyumcuya ilk defa analiz ettirmiştir.

Yapılan incelemede Gümüş kaplama disk neredeyse % 100 oranında saf gümüşten oluşuyordu. 2000 yıllık bir geçmişe sahip bu disklerin yaşı Roma dönemine ait olduklarını göstermekteydi.

Nerede şuan bu metal diskler ?

Muhtemelen bu diskler şuan bile bu adı açıklanmayan sanayicisinin elinde bulunmaktalar. Bu sıra dışı disklerin fotoğrafları basında yer almasına karşılık orijinallerini görmek yakın zamana dek mümkün olmamıştır.

İlk kez ekim 1992 yılında Düsseldorf, Almanya’da düzenlenen “Evren ile Diyalog”, isimli bir “Uluslararası UFO Konferansı’nda bu diskler gösterilmiş ve basın ile paylaşılmıştır. Nisan 1994 yılında, ABD de yayınlanan bir TV programı olan “Karşılaşmalar” için Grasdorf olayı ile ilgili bir filme yer verilmiştir.

Buna ek olarak, avukat Dr Roemer-Blum, Tugingen, Berlin Malzeme Araştırmaları Alman Federal Enstitüsü (Bundesanstalt Kürk Materialpufung) da konuyla hakkında bilimsel bir rapor düzenlenmiştir.

Enstitünün hazırladığı rapora ve analiz sonuçlarına göre ;

“Gümüş plaka da sadece % 0,1 oranında ek bir maddeye rastlanmıştır. Plaka’nın ağırlığı 4.98kg dır. Tamamen saf bir gümüş yapıya sahiptir.”
“Bronz plakada az nikel ve % 0,1 tutarında demir izlerine rastlanmıştır. Bunların kalay içeriği (10% -15% ulaşmıştır) bakır-kalay alaşımı ağırlıktadır.”
Bronz ve gümüş disklerin ikisinin de çevresi 23’er cm dir.
“Altın kaplama olanın ise çevre genişliğinin 18 cm ve ağırlığının da 7 yada 8 kg olduğu tahmin edilmektedir.”

Ayrıca, her iki tabağın bir spektrografik bir döküm ile yapılmadıkları ve kullanılan materyallerin Almanya’nın Harz adlı ormanın da bulunan teneke metal ve parçaları ile imal edilmedikleri de tespit edilmiştir. Yer çekiminin düşük olduğu bir ortamda yapıldıkları düşünülmektedir.

Asıl sır altın diskte mi gizli?

Araştırmacılar asıl gizemin altın diskin üzerindeki sembollerde olduğu sanılmaktadır. Ancak altın diskin yarısı ortada olmadığından analizi yapılamamıştır. Altın diske ait tek görüntü yarım haldeki diskin sadece bir kısmını göstermektedir. Her disk ayrı gravür ve sembollere sahipler.

Bizi burada ilgilendiren kısım ise bir ekin çemberi ile bu metal disklerin üzerindeki sembollerin ve gravürlerin birebir örtüşmesidir. Bronz disk üzerindeki gravür ve semboller tıpkı ekin çemberinde olduğu biçimde tıpatıp aynen dizilmiş ve açıkça bir yıldız sistemini ifade edercesine konumlandırılmışlardır. Kabartma semboller arasındaki oyuklar kasten yapılmış ve belirli bir mesafe ile yerleştirilmişler.

Yazar Markus Schlottig, Grasdorf ekin çemberi ile ilgili “Der Schlüssel zum Garten Eden” adlı spekülatif-mitolojik temelli bir kitap yazmıştır.

Almanya’daki en büyük ve en karmaşık Ekin çemberi şekli 23 Temmuz 1991 tarihinde sabahın erken saatlerinde Joggers tarafından keşfedilmişti. Kabaca 110 yards (100m) uzunluğunda ve 55 yards (50m) genişliğindeydi. Aşağı Saksonya Hildesheim yakınlarındaki Grasdorf oluşumunun genişliği (6.000 yards ²) 5.000 m2 lik geniş bir alanı kaplıyordu. Yedi sembol ve on üç dairesel çıkıntının ortada kısmında kalan ve daire içinde bulunan haç, antik bir güneş sembolü, olarak bilinmekteydi. Genel olarak, İskandinavlara ait bir kaya resminin ortasında güneş arabasının betimlendiği bir kaya resminde bu şekil açıkça görülebilmekteydi. Bu piktogram İskandinavların ve Kuzey Cermenlerin eski bir sembolü olan kutsal güneş için kullandıkları bir biçimdi.

Volkan Burnaz

By admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir