Dünya dışı varlıklarca kaçırılanlar, üzerlerine gelen bir ışık huzmesiyle kısmi felç durumunda gemiye alındıklarında öncelikle kendilerini bekleme salonunu andıran karanlık nemli mekanik bir odada bulurlar. Bir süre geçtikten hemen sonra kendilerini üzerlerinde genetik bir takım testlerin yapılacağı daha aydınlık ve teknik araç ve donanımlarla dolu bir odaya alınırlar.

Bir laboratuarı yada başka bir deyişle bir ameliyathaneyi andıran odalar, duvarlardaki gizli aydınlatma sistemleri ile biraz sisli fakat oldukça aydınlık bir görünümdedirler. Bazen ortam karanlık, serin ve nadiren de kötü kokulu olabilir. Duvarlar ve tavan kavisli , genellikle beyazdır. Zemin ise çoğu zaman koyu bir renge sahiptir. Çeşitli bölüm ve girintilerden oluşan aracın duvarları bilgisayara benzeyen aletlerle çevrilidir. Eşyalar oldukça azdır ve tamamen vücudu destekleyen tarzdadır.

Genetik testlerin yapılacağı odalar genellikle steril, serin, mekanik ve hastane görünümlüdür. Bazı olayı yaşayanlar bulundukları oda ve çevresinde başka işlerle meşgul bazı varlıkları da gözlemlemişlerdir. Değişik form ve görünüşlere sahip varlıkların üzerlerinde parlak üniformalar giydikleri de çoğu olayda rapor edilmiştir. Bazen araç içinde genetik testleri yapan griler dediğimiz varlık tipinin dışında sürüngenimsi varlıklara da sıkça rastlanılmaktadır. Bu sürüngene benzeyenlerin genellikle mekanik işlerle ilgilendiği görülmüştür. Ancak kaçırılma vakalarının % 90 oranında griler dediğimiz 1.30 – 1.50 boylarındaki ufak insanımsı varlıklar baş rolü almaktadır.

Griler sivri çeneli, geniş ve büyük bir kafaya sahip, siyah badem biçimli içinde göz akı olmayan gözlere, sahip ellerinde 4 adet parmakları bulunan, zayıf yapılı, ince uzun bacaklı, vücutlarında kıl tüy gibi yapıya sahip olamayan varlıklardır. Basit görünümlü burun delikleri vardır. Her hangi bir duygu yansıtmayan ağızları ince bir çizgi halindedir. Üreme organlarına pek rastlanmamakla beraber daha çok klonlama yani kopyalama tekniği ile çoğaldıkları izlenimi vermektedirler. Çünkü canlı ve ölü olarak ele geçen varlıkların hepsi birbirinin kopyası gibi görüntü sergilemektedir. Varlıklar kaçırdıkları yada temas kurdukları kimselere kendilerinin Zeta Reticuli yıldız sisteminden geldiklerini söylemekteler.

Griler adını verdiğimiz bu varlıkların en dikkat çekici özellikleri yine gözleridir. Gözlerinin insanı etkileyen bir gücü vardır. Kaçırılan kişiler bu gözlere baktıklarında, sanki içlerini görüyorlarmış gibi gelir ve de kendini kaybetme hissi yaşadıklarının belirtiyorlar. Telepatik olarak irtibat ve iletişim sağlıyorlar. Üzerlerine tek tip dalgıç kıyafetine benzeyen parlak üniformalar giyiyorlar. Giysilerinin üzerinde başlarını örten bir başlık olduğu da sıklıkla gözlemlenmiştir.

Genetik testler neler?

Tanıkların ifadelerine dayanılarak hazırlanan kaçırılma raporlarında UFO’lar tarafından kaçırılan insanlar üzerinde 2 tip test ve deney uygulandığı ortaya çıkmıştır.

1 – Fiziksel testler ve deneyler

2 – Gözlemsel ve yakından inceleme şeklinde yapılan testler ve deneyler

Gemiye alınan kişiler üzerlerinde testler yapılacak laboratuar benzeri odaya alındıklarında saatlerce çıplak halde süren incelemelere maruz kalmaktadırlar. Odada bulunan grilerce önce gözleri vasıtasıyla bakarak bir tür röntgen misali kişi içsel incelemeye tabi tutulan kişiler adeta beyinlerinin dahi okunduğunu hissetmişlerdir. Ön inceleme bittikten hemen sonra varlıklar gemiye aldıkları kişiyi tıbbi olarak incelemeye başlarlar. Bu işlem öncelikle doku deri tırnak ve benzeri parça alımları ile ivme kazanır.Yapılan incelemeler ilerledikçe kullanılan aletler vücudun her parçasını incelemek için özel olarak tasarlanmıştır ve bunlarla burun, sinüsler, gözler, kulaklar, kollar, bacaklar, ayaklar, karın, jenital organlar ve bazen de göğüs bölgesi incelenir.

Bazı durumlarda kaçırılan kişinin beynine ameliyat yapıldığı ve sinir sistemine müdahale edildiği belirtilir. Bunların yanında uzaylıların en çok önem verdikleri kısım insanların üreme organlarıdır.

Kullandıkları aletlerle karın bölgesinden yada jenital organlardan girerek erkeklerden sperm, kadınlardan yumurta örnekleri alırlar. Bu işleme maruz kalanlar uzaylılar tarafından hamile bırakıldıklarının, daha sonra bu ceninlerin vücutlarından alındığını iddia ederler. Ayrıca bu kişiler, vücutlarından alınan ceninlerin geminin çeşitli bölümlerinde bir takım işlemlere maruz bırakıldığının ve daha sonra bunlarla uzaylı-insan karışımı melez bir ırk yaratıldığına şahit olduklarını belirtirler. Gemi içerisinde bu yöntemle büyütülmüş çocuk, genç ve yetişkin kişiler bulunur ve uzaylılar bu insanların bizim özelliklerimizi taşıdığı açıkça bellidir.

Yapılan çalışmalar detaylı analiz edilip gözlemlendiğinde bu deney ve testlerin daha çok yarı bizlerden yarı onlardan melez bir ırk yaratma çabası içinde oldukları açıkça anlaşılmaktadır. Ancak yıllardır süre gelen bu deneylerin incelemelerin bitmemiş olması yalnız çoğalma ve melez bir ırk yaratma çabası içinde olmadıklarının da bir göstergesidir. Kaçırıldığını açıklayan ve hipnozla bu gerçeği anımsayıp unuttuğu bazı anları hatırlayan kimseler bazı varlıklardan edinilen bilgiler ışığında bu testlerin insan DNA’sındaki duygu kodlarının deşifre edilmesi şeklinde olduğunu belirtmektedir.

Kaçırılmanın fiziksel ve ruhsal etkileri

Kaçırılan kişiler üzerinde yapılan inceleme ve testler kişiler üzerinde hem fiziki hem de ruhsal açıdan önemli etkiler bırakmaktadır. Tıbbi testlere tabii tutulan bu insanlar, vücutlarında ortaya çıkan kesik, çürük ve yara izlerinin gemide yaşadıkları işlemler sonucu ortaya çıktığından şüpheleri olmadığını söylüyorlar. Ayrıca bir çok kadın tanık, kaçırılmadan önce hamile olduklarını, gemide uygulanan işlemlerden sonra hamileliklerinin sona erdiğini belirtiyorlar. Bu deneyimleri yaşayan bir çok kişi, sonraki günlük hayatlarında evlerinde ve işyerlerinde kullandıkları bir takım elektrikli aletlere dokunduklarında bu aletlerin düzgün çalışmamaya başladığını görmüş.

Bu tarz olaylar sonrasında sıklıkla rastlanan bir durum da, uzaylıların bir takım izleme aygıtlarını bu insanların vücuduna yerleştirmeleri. Bu aygıtlar özellikle kafatasının içine yada burun gibi bölgelere yerleştiriliyor. Böylece temas kurdukları bu insanların gerek fiziksel gelişimini gerekse şuursal aktivitelerini 24 saat izleyebiliyorlar. Bu aygıtlar deri altına yerleştirilen küçük nodüllere benziyorlar. Bir çok kaçırılma ve alıkonulma vakasında bu türden izleme aygıtlarına (İmplant – Mikroçip) rastlanılmıştır. Olayı yaşayan kişilerin kişisel istekleri doğrultusunda bu deri altına yerleştirilmiş parçacıklar bu konuda uzaman bilim adamları ile irtibata geçip bu mikroçipleri çıkarttırıp elektromisroskobik ortamda analizlerden geçirtmişlerdir.

Bu olayların anımsanması veya aynı olayların bir benzerinin tekrardan yaşanması sonrasında insanların hayatlarının çoğu zaman olumsuz yönde tamamen değiştiği kesin olarak bilinmektedir.

Kişiler üzerinde yaşanan bu büsbütün değişiklikler 4 ana şekilde gözlemleniyor.

1- Dünyadışı varlıklarca kaçırılan kişilerin maruz kaldıkları tıbbi işlemler, kendi rızaları dışında kaçırılmaları, paralize edilmeleri ve tanımadıkları varlıklar tarafından kobay olarak kullanılmaları bu insanların ruhsal yapılarını sarsmaktadır.

2- Kaçırılan kişiler yaşanan bu olaylar sonrasında, bütün hayatları boyunca yalnızlık ve çevresine yabancılık hissediyorlar. Çevrelerindeki insanlarla uyum sağlayamıyor ve kendilerini onlardan dışlanmış, hissediyorlar.

3- Bu insanlar daha önceden inandıkları bilgilerin ve inançların bir anda inanılmaz derecelerde değiştiğini görünce bir çeşit düşünsel şok yaşıyorlar. Hayatları boyunca evrende yalnız oldukları düşüncesi ile yetişmiş olan bu kişiler, bizden daha ileri teknolojilere ve zekaya sahip uygarlıkların varlığını kabullenmekte güçlük çekiyorlar.

4- Gemiye alındıktan sonra insanların maruz kaldıkları incelemeler, yaşamları boyunca karşılaşacakları tıbbi rahatsızlıklarda doğurabilmekte. Bu rahatsızlıklar, vücutlarında ameliyat edilen bölgelerde oluşan ağrılar, baş ağrıları, tende yanık izleri deri dökülmeleri, ürolojik – jenital sorunlar, sinüslerde rahatsızlıklar, cinsel işlev bozukluklarının yanı sıra hastanelerden, iğneden korkma, kapalı yerde kalamama yalnız ve karanlıkta uyuyamama gibi psikolojik rahatsızlıklar olarak ta ortaya çıkabiliyorlar.

Volkan Burnaz

By admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir