Yukarıda da belirttiğimiz gibi kişilerin kendilerince bu olayları aydınlatmaları ve çözmeleri hiçte sanıldığı kadar kolay değildir. Bu işi zorlaştıran en önemli sebepse kaçırılanların büyük bir kısmının yaşadıklarını daha sonraları hemen unutmalarıdır. Elde edilen kaçırılma vakaların bir derlemesini ve ortak noktalarını ele alacak olursak olayların daha çok gece yarısından sonra meydana geldiğini görmekteyiz. Biz bu saatlerde kaçırılma olayını gerçekleştirecek olan dünya dışı varlıkları “Gece yarısı ziyaretçileri” olarak adlandırmaktayız.

Kaçırılmalar sonrasında, yaşananlar unutuluyor ancak varlıklarca gemilere alınan tanıklar, gittikleri ipnoz uzmanlarınca yapılan ipnoz seansları sonrasında her şeyi yeniden hatırlamayı başarıyorlar. Olayları hatırlayan tanıklar hemen sonrasında verdikleri ifadelerde kaçırılma vakalarında saptanan birçok ortaklarının olduğunu fark ediyor.

Nerdeyse birbirleriyle hiç alakaları olmayan insanlar bile tıpa tıp aynı hadiseleri ifade edip rapor ediyorlar. Kaçırılan kişi ipnoz seansına girmeden bedeninde ameliyat izleri, hatta bazen giysilerinde kan lekesi de görse, önceki gece başına gelenlerle ilgili kesinlikle bir şey hatırlayamıyor. Bu yüzden gri varlıklarca yapılan alıkonulma vakaları yıllar sonra ancak gün yüzüne çıkma imkanı bulabiliyor. Griler diyoruz çünkü yaşanan kaçırılma olaylarının neredeyse hepsinde bu varlıklar gözlemleniyor. Bazen de grilere yardım eden bir takım başka varlıklara da rastlanabiliyor.

Bazı kişilerde kısmi hatırlamalar olurken bunlar çeşitli şekiller de ve zamanlarda meydana gelebiliyor. Olay anıyla ilgili anılar rüyalarda küçük vizyonlar şeklinde belirmeye başlıyor. Yada kişi, daha önceleri hiç merakı yokken, zamanla UFO’lar ve dünya dışı varlıklarla ilgili konulara karşı büyük ilgi göstermeye başlıyor. Az önce de belirttiğimiz gibi tam olarak bir hatırlama yada geriye dönüşse uzmanlarca yapılacak ipnoz seansları sonrasında sağlanabiliyor. Kaçırılma vakalarının ilk başlangıcı kişinin bulunduğu noktadan tanımlayamadığı bir ses sonrasında UFO’ya alınmasıyla başlıyor.

Kaçırılma olayları daha çok ya kişiler yatak odalarında uyurken, yada ıssız bir yolda araçlarıyla ilerlerken araçlarının içerisindeyken meydana geliyor. Kişi ilk adım olarak kulağında tarif edemediği küçük bir motor sesi işitiyor ve sesin tüm vücudunu sarmasıyla heyecanlanmaya başlıyor. Kişinin yatak odasında yaşanan olaylarda yatağın hemen ayak ucu kısmında nereden ortaya çıktığı anlaşılamayan iki yada üç, gri varlık beliriyor. Sessiz bir biçimde kaçırılacak olan şahsı izliyorlar. Kişi onları fark edip bağırmak yada kaçmak istediğinde bunu kesinlikle başaramıyor.

Çünkü ilk olarak işittiği sesle birlikte tüm vücudu tam anlamıyla kısmi bir felç durumuna maruz kalıyor. Bu durumu izleyen olaylar serisi kişinin üzerine gönderilen bir ışık huzmesiyle yukarıda bulunan UFO’ya taşınmasıyla devam edip gidiyor. Buna duruma ışınlanma dememiz daha doğru olacaktır.

UFO’larla ilgili bazı özel rüyaların görülmesi de, kaçırılma olayları hakkında elde edilebilecek önemli bir ip ucudur. Kaçırılma olaylarıyla ilgili diğer bir kriter de “ Kayıp Zaman ” dilimleridir. Kişi yada kişiler UFO içinde geçirdikleri birkaç saat yada günlük zaman dilimleriyle ile ilgili hiçbir şey hatırlamıyorlar. Tıpkı hepimizin görüp de sabaha hatırlayamadığımız rüyalarımız gibi.

Aslında kişiler bu olayları isteyerek unutmuyorlar tam tersine varlıklarca bilinçlice unutturuluyorlar. O an içinde yaşanan tüm saniyeler ve saatler hafıza kaybı gibi bir yöntemle gizlenmeye çalışılıyor. Bu geçen uzun süre zarfları içerisinde griler yada diğer dünya dışı varlıklar hiç kimselere sezdirmeden bilimsel projelerini bir an önce bitirmeye çalışıyorlar.

Dünyaca ünlü UFO ve kaçırılma olayları araştırmacısı Budd Hopkins ve yazmış olduğu kitabı Kayıp Zaman – ” MISSING TIME ”

Dünyaca ünlü bir araştırmacı olan Budd Hopkins yaşadığı gündüz vakti yaşadığı bir UFO olayı sonrasında asıl mesleği olan ressamlığı ve heykelciliği bir kenara bırakıp kaçırılma vakaları üzerine sayısız araştırmalarda bulunmuştur. İpnoz ile geri dönüş seansları yapıp kişilerin yaşadıkları sıra dışı deneyimleri teker teker incelemiş ve bu çalışmalardan elde ettiği verileri 1981 yılında yayınladığı “ Missing Time ” ( Kayıp Zaman ) adlı kitabında dünya dışı varlıklarca yapılan kaçırılma olaylarını detaylıca halkın gözleri önüne sermiştir.

KAYIP ZAMAN
Uzay gemilerine alınan bu kişilerin çoğu “kayıp zaman” adını verdiğimiz bir deneyim yaşamaktadırlar. Bu kişiler, kayıp zaman denilen zaman aralıkları boyunca nerede bulunduklarını, neler yaptıklarını kesinlikle hatırlamamaktadırlar. UFO gözlemiyle birlikte ya da ondan bağımsız olarak ortaya çıkan ve 1-2 saat veya daha fazla sürebilen bu kayıp zaman deneyiminden sonra kişi, kendini birdenbire evinden kilometrelerce uzakta başka bir yerde bulabilmekte ve oraya nasıl geldiğini kesinlikle hatırlamamaktadır.

Kaçırılanların bazıları ise bu süre içinde uzaylı varlıklar tarafından ziyaret edilmiş olabileceklerini bildirmektedirler. Unutulan bu kayıp zaman deneyimleri hipnoz yöntemi sayesinde tekrar hatırlanabilmektedir. Yazdığı kitabı ve içerisinde sözünü ettiği bilgilerle daha ilk baskısında dünya gündeminde büyük yankı uyandırmayı başarmıştır.

Dünya gündeminde olaylar yaratan bu kitabın hemen ardından 1987 de yazmış olduğu ikinci kitabı ( Davetsizler: İnanılmaz Copley Woods Ziyareti ) “ Intruder : The Incredible Visitation at Copley Woods ”da da dünya dışı varlıkların biz insanlar üzerinde yaptıkları deneylerden ve melez ırk yaratma çalışmalarından söz etmiştir. Yayınlamış olduğu “ Intruders ” – Davetsizler isimli ilk kitabı 1992 yılında CBS televizyonunda dizi olarak yayınlamış ve büyük ilgi görmüştür.

Yine aynı şekilde Harward Tıp Okulu ve Hastanesi Psikiyatri Bölümünde görev yapan Prof. John Mack “ Psikoloji ve Sosyal Değişim Vakfı ” kurucu başkanıdır. Prof. John Mack 1977’de yazdığı kitaplarla “ Pulitzer ” ödülünü kazanmıştır.

1990’yılında kaçırılma olayları araştırmacısı olan Budd Hopkins ile tanışan Mack bilinmeyen dünya dışı zeki varlıklarla temas halinde olan kişiler üzerinde araştırmalarına başladı. Araştırmaları sonucu Patolojik bir rahatsızlığı bulunmayan bu insanların anlattıklarının olağan üstü gerçekler olduğunu fark etti.

1993’yılında “ Program For Extraodinary Experience Research, Peer ” ( Olağan Üstü Tecrübeleri Araştırma Programı )’nı başlattı. 1994’de “ Abduction : Human Encounters with Aliens ” ( Kaçırılma : Dünya dışı varlıklarla İnsan İlişkileri ) isimli kitabını piyasalara sunmuştur. Kaçırılma olaylarıyla ilgili en büyük otoritelerden biri olan Prof. John Mack yazmış olduğu kitaplar, katıldığı konferanslar ve Tv programlarıyla bu gün bile insanlığı kaçırılma olaylarıyla ilgili bilgilendirmeye devam etmektedir.

Budd Hopkins kaçırılma olaylarının, sayıca UFO gözlemlerinden çok daha fazla olduğunu iddia etmektedir. İnsanların günlük yaşantılarında sahip oldukları kimi huzursuzlukları, kişilik bozukluğu ve hatta fobileri bile, uzun yıllardır süren kaçırılmalarına bağlıyor.

Örnek olarak da kaçırılma vakalarında bir ortak özelliği gösteriyor, bu da kişinin gemiye alınıp yeniden evine geri gönderilmesinin hemen ardından şiddetli burun kanamasıyla uyanması. Burun kanaması o geceki uzaysal bağlantının kanıtı olarak görülüyor. Ardından bu kişilerde kırmızı renge, kırmızı renkli nesnelere karşı tepki ve çekinme doğuyor.

Volkan Burnaz

By admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir